Mikroglia Moleküler Anahtarı Keşfedildi: Alzheimer Tedavisinde Yeni Bir Kapı Aralanıyor

Düzenleyen: Maria Sagir

Uluslararası bir araştırma ekibi, Alzheimer hastalığının patolojisiyle mücadelede yepyeni bir terapötik hedef belirledi. Bu çığır açan bulgular, 5 Kasım 2025 tarihinde saygın Nature dergisinde yayımlandı. Keşfin özü, beyindeki bağışıklık hücrelerinin belirli bir popülasyonu olan mikroglianın, hastalığın temel belirtilerine aktif olarak karşı koyan nöroprotektif bir duruma geçmesini sağlayan moleküler bir mekanizmanın tanımlanmasıdır.

PU.1-düşük/CD28+-mikrogliya fenotipi amiloid plaklarını ve tau proteininin yayılmasını etkili bir şekilde engeller

Araştırmacılar, Alzheimer model fareleri, kültürlenmiş insan hücreleri ve insan beyin dokusu örneklerini içeren kapsamlı bir metodoloji uyguladı. Bu kritik anahtarlama mekanizması, mikroglianın fenotipiyle yakından ilişkilidir. Mikroglia hücreleri, amiloid-beta proteinleriyle karşılaştığında, transkripsiyon faktörü PU.1'in düşük ekspresyonu ve eş zamanlı olarak CD28 reseptörünün ko-ekspresyonu ile karakterize edilen bir duruma geçmektedir. Tam olarak PU.1 düşük, CD28 pozitif fenotipi olarak adlandırılan bu kombinasyon, amiloid plak birikimini durdurmada ve toksik tau proteininin yayılmasını önlemede kayda değer bir etkinlik göstermiştir.

Daha önceki genetik çalışmalar, insanlarda daha düşük PU.1 seviyelerinin Alzheimer hastalığı riskinin azalmasıyla ilişkilendirildiğini zaten ortaya koymuştu. Ancak bu yeni çalışma, bu olgunun moleküler açıklamasını ilk kez net bir şekilde ortaya koymaktadır. Çalışmanın yürütülmesinde Max Planck Yaşlanma Biyokimyası Enstitüsü, Mount Sinai Icahn Tıp Fakültesi ve Rockefeller Üniversitesi gibi saygın bilimsel merkezler yer aldı. Araştırmanın kilit isimleri arasında Profesör Alison Goate, epigenetikçi Alexander Tarakhovsky ve Doktor Anne Schaefer bulunmaktadır.

Koruyucu işlevin deneysel kanıtı, CD28 sentezinin yapay olarak bloke edilmesiyle elde edildi. Bu koşullar altında, koruyucu mikroglia popülasyonları ortadan kayboldu, bu da iltihaplanmanın keskin bir şekilde artmasına ve amiloid birikimlerinin hızlanmasına yol açtı. Bu sonuç, CD28 reseptörünün bu mikroglia alt tipinin faydalı özelliklerini sergilemesi için kritik öneme sahip olduğunu kanıtlamaktadır. Doktor Schaefer, mikroglianın esnekliğe sahip olduğunu ve beynin savunucusu olarak hareket edebileceğini vurgularken; Profesör Goate, elde edilen bulguların azalan PU.1 seviyeleri ile Alzheimer riskinin düşmesi arasındaki bağlantıya mekanistik bir temel sağladığını belirtti.

Beyindeki tüm hücrelerin yaklaşık %10'unu oluşturan mikroglia, geleneksel olarak inflamatuar süreçler yoluyla nörodejenerasyonu şiddetlendiren bir unsur olarak görülüyordu. Bu keşif, mikroglianın kendi kendini düzenleme ve koruma potansiyeline odaklanarak, ciddi bir halk sağlığı sorunu olan dejeneratif hastalığa karşı immün modülasyona dayalı yepyeni bir tedavi yaklaşımı sunmaktadır. Mikroglianın zararlı ve koruyucu durumlar arasında nasıl geçiş yaptığını anlamak, bu verilerin klinik uygulamalara aktarılması için bir sonraki önemli araştırma odağını oluşturmaktadır.

Kaynaklar

  • Иновативност

  • Mount Sinai

  • The Rockefeller University

  • Icahn School of Medicine at Mount Sinai

  • BioWorld

  • CECAD Cologne

Bir hata veya yanlışlık buldunuz mu?

Yorumlarınızı en kısa sürede değerlendireceğiz.