The New York Times, Pentagon'un Basın Kısıtlamalarına Karşı Hukuki Mücadele Başlattı

The New York Times gazetesi, 4 Aralık 2025 Perşembe günü, ABD Savunma Bakanlığına ve bizzat Savunma Bakanı Pete Hegseth'e karşı federal bir dava süreci başlattı. Bu dava, Ekim 2025'te yürürlüğe giren ve akredite gazetecilere yönelik uygulanan katı kısıtlayıcı kuralları hedef alıyor. Hukuki başvuru, Columbia Bölgesi'ndeki Washington'da bulunan ABD Bölge Mahkemesi'ne sunuldu.

Hukuki anlaşmazlığın merkezinde, Savunma Bakanlığı'nın Arlington, Virginia'daki genel merkezinde görev yapan muhabirlerden imzalamasını talep ettiği 21 sayfalık bir mutabakat metni yer alıyor. Bu belge, gazetecileri, hükümet tarafından önceden onaylanmadığı sürece, gizli olmayan bilgileri dahi talep etmekten veya elde etmekten kaçınmaya zorluyor. The New York Times, bu düzenlemelerin, Anayasa'nın Birinci Değişikliği'ndeki ifade ve basın özgürlüğü maddeleri ile Beşinci Değişiklik'teki adil yargılanma hakkını ihlal eden, anayasaya aykırı bir ön yasaklama teşkil ettiğini savunuyor. İddiaya göre, bu politikanın amacı, mevcut yönetimin hoşlanmadığı olayların haberleştirilmesi üzerinde tam bir kontrol kurarak kamuoyunun hayati bilgilerden mahrum bırakılmasıdır.

Davada, yeni şartları imzalamayı reddeden NYT muhabiri Julian E. Barnes da müşteki olarak yer alıyor. The New York Times temsilcisi Charlie Stadtlander, bu durumu açıkça hükümetin hoşlanmadığı haberlerin raporlanması üzerindeki kontrolü ele geçirme girişimi olarak nitelendirdi. Hukukçuların temel gazetecilik güvencelerini tehdit olarak gördüğü bu kısıtlamalara tepki olarak, önde gelen küresel medya kuruluşlarından bir kısmı daha önce Pentagon'daki ofislerini boşaltmıştı. The Washington Post, The Associated Press ve Reuters gibi kuruluşlar, basın kartlarını teslim etmelerine rağmen askeri faaliyetlerin dışarıdan takibini sürdürmektedir.

Ekim 2025 itibarıyla, yalnızca One America News, The Federalist ve The Epoch Times temsilcileri de dahil olmak üzere yaklaşık 15 muhabir, yalnızca önceden onaylanmış konuları kapsayacak yeni şartları kabul etti. Bakan Hegseth daha önce Pentagon'a erişimin bir 'hak değil, ayrıcalık' olduğunu belirtmiş ve kısıtlamaların operasyonel güvenliğe zarar veren sızıntılara karşı personeli korumayı amaçladığını savunmuştu. The New York Times'ın hukuki argümanı, ABD Yüksek Mahkemesi'nin 1971 tarihli Pentagon Belgeleri davasındaki (New York Times Co. v. United States) kararıyla pekişmektedir; bu kararda yayın öncesi kısıtlamalar, Birinci Değişiklik haklarının en ciddi ihlali olarak kabul edilmiştir. Pentagon Muhabirleri Derneği de bakanlığın haber toplama ve yayınlama özgürlüğünü kısıtlama çabasını 'özgür ve bağımsız basının antitezi' olarak tanımlayarak dava sürecine destek verdi.

Bu kurumsal anlaşmazlığın gölgesinde, binadan ayrılan medya kuruluşlarının dışarıdan yaptığı yayınlar, hassas askeri operasyonlara odaklandı. Söz konusu yayınlar, son zamanlarda Bakan Hegseth'in Karayipler'deki askeri vuruşlardaki rolünü sorgulayan haberlere öncülük etti. Özellikle, hayatta kalanların ölümüne yol açtığı ve uzmanlar tarafından potansiyel bir savaş suçu olarak değerlendirilen, Kongre'nin de dikkatini çeken 'çifte vuruş' olayı ele alındı. Bu nedenle, yaşanan bu çatışma, hükümetin ulusal güvenliği koruma iddiası ile basının şeffaflık ve özgürlük konusundaki temel anayasal gereklilikleri arasındaki doğrudan bir çarpışmayı temsil etmektedir.