Kambur Balina Popülasyonlarında İyileşme: Davranışsal Esneklik ve Yeni Beslenme Stratejileri
Düzenleyen: Olga Samsonova
Ticari balina avcılığının 1986'da yasaklanmasının ardından, kambur balina (Megaptera novaeangliae) popülasyonları önemli bir toparlanma sürecine girerek koruma çalışmalarının en belirgin başarı öykülerinden birini sergilemektedir. Güney Danimarka Üniversitesi'nden araştırmacı Olga Filatova, yirmi birinci yüzyılın başındaki gözlemlerine kıyasla saha çalışmalarında neredeyse her gün balina gördüğünü belirtmektedir; bu durum, 2000 yılında ilk saha çalışmasına başladığında beş yıl boyunca tek bir kambur balina bile görememesiyle keskin bir tezat oluşturur. Küresel kambur balina sayısı, en düşük seviyesi olan tahmini 10.000 bireyden, güncel ihtiyatlı tahminlerle yaklaşık 80.000'e ulaşmıştır. Bu artış, türün hayatta kalma mücadelesindeki dönüşümünü simgelemektedir.
Bu türün başarısının temelinde, beslenme alışkanlıklarındaki dikkate değer davranışsal esneklik yatmaktadır. Filatova ve meslektaşları, Rusya'nın Çukotka Yarımadası'nın doğusunda, Bering Denizi'nin kuzeyindeki Senyavin Boğazı'nda 2017 ile 2021 yılları arasında yaptıkları yaz ve sonbahar gözlemlerinde bu adaptasyonu kanıtlamıştır. Örneğin, 2017 sezonunda yaklaşık 100 kambur balinadan oluşan bir grubun kutup morinası avladığı görülmüş; ancak ertesi yıl morina popülasyonu azaldığında, balinalar bölgeden ayrılmak yerine aynı sularda bol bulunan kril avlamaya geçiş yapmıştır. Filatova'ya göre, bu durum, bir besin kaynağı tükendiğinde bölgeyi hızla terk etme eğiliminde olan diğer balina türlerinin aksine, kamburların mevcut olan her şeyi yeme istekliliğini ve bu yüksek derecede esnekliğin onların evrimsel başarısının muhtemel bir nedeni olduğunu göstermektedir. Bu bulgular, Marine Mammal Science dergisinde yayımlanmıştır.
Kambur balinalar, düşük enerji harcayarak avlanma konusunda da yaratıcıdır; bu durum, yavaş hareket etme eğilimleri ve büyük gövdeleriyle ilişkilendirilir. Kuzeydoğu Vancouver Adası açıklarında ilk kez 2011'de belgelenen ve 'tuzak beslenmesi' (trap feeding) adı verilen yeni bir avlanma stratejisi, bu enerji verimliliğini vurgulamaktadır. Bu yöntemde balinalar, avcı kuşların (örneğin, bayağı martı ve gergedan dalgıçları) avladığı küçük, dağınık sardalya sürülerinden kaçan balıkların sığınmak için toplandığı ağızlarını yüzeyde açık tutarak bir tuzak kurarlar. Balinalar daha sonra pektoral yüzgeçlerini kullanarak avı ağızlarına iterler; bu strateji, yoğun sardalya sürülerine karşı uygulanan enerji maliyeti yüksek olan 'lunge feeding' (saldırarak yutma) yöntemine kıyasla daha az enerji gerektirir. Bu yenilikçi davranışın, kültürel olarak aktarılan bir avlanma inovasyonu olduğu düşünülmektedir.
Filatova, eriyen deniz buzunun Arktik'te yeni yaşam alanları açması nedeniyle kambur balinaların geleceği konusunda iyimserliğini korumaktadır; bu sayede daha önce görülmedikleri Arktik sularına yöneldiklerine dair raporlar artmaktadır. Bununla birlikte, Arktik ekosistemine bağımlı olan ve buzlu habitatlara sıkı sıkıya bağlı olan narval, beluga ve balin balığı gibi türlerin ısınan denizler karşısında daha büyük bir risk altında olduğunu dile getirmektedir. Bu durum, türler arası rekabetin artması ve kril gelişimi için gerekli habitatların azalması nedeniyle 2100 yılına kadar bazı balina popülasyonlarının düşüş yaşayabileceği yönündeki genel öngörülerle de örtüşmektedir.
10 Görüntülenme
Kaynaklar
Eurasia Review
EurekAlert!
Syddansk Universitet
Warp News
The Pew Charitable Trusts
University of Southern Denmark
Bu konudaki diğer haberlere göz atın:
Bir hata veya yanlışlık buldunuz mu?
Yorumlarınızı en kısa sürede değerlendireceğiz.
