Mırıltıların, Evcil Kedilerde Bireysel Tanımlamada Miyavlamadan Daha Güvenilir Akustik İşaret Olduğu Araştırmalarla Kanıtlandı
Düzenleyen: Olga Samsonova
Son dönemde gerçekleştirilen bilimsel çalışmalar, evcil kedilerin ses dağarcığına dair şaşırtıcı bir akustik ayrımı ortaya koymuştur. Yapılan yeni bir araştırma, kedilerin daha sık kullandığı miyavlamalardan ziyade, ritmik mırıltı sesinin bireysel kedileri tanımlamada çok daha güvenilir bir akustik ipucu sunduğunu kanıtlamıştır. Bu bulgu, kedi-insan etkileşiminin temelini oluşturan sesli iletişimin anlaşılması açısından önemli bir perspektif sunmaktadır.
Araştırmacılar, hem mırıltıların hem de miyavlamaların ses yapısını incelemek amacıyla, insan konuşma tanıma tekniklerinden uyarlanan metodolojileri titizlikle uygulamıştır. Elde edilen veriler, her iki ses türünün de bireysel olarak ayırt edilebilir özelliklere sahip olduğunu doğrulamış, ancak kimlik tespiti bağlamında mırıltıların istatistiksel olarak çok daha tutarlı sonuçlar verdiğini teyit etmiştir. Bu durum, kedilerin ses üretimindeki iki farklı modun, iletişimdeki farklı rollerini yansıtmaktadır.
Çalışmaya dahil edilen her kedi, kendine özgü, karakteristik bir mırıltıya sahipti. Mırıltı, geleneksel olarak kedilerin rahatlama durumlarını ifade etmesiyle veya anne ile yavrusu arasındaki erken dönem iletişim biçimiyle ilişkilendirilmiştir. Yavru kediler dünyaya geldikleri ilk anlardan itibaren anneleriyle bağ kurmak için bu sesi kullanır ve anneler de yavrularını rahatlatmak için mırlar. Bu titreşim, genellikle 25 ila 150 Hertz aralığında bir frekansta üretilir ve bu frekans aralığının iyileştirici etkileri olduğu da bilinmektedir.
Buna karşın, miyavlama davranışı, özellikle insanlarla iletişim kurarken büyük bir esneklik sergiler; bu esneklik, dikkat çekme veya yiyecek isteme gibi çeşitli ihtiyaçları ifade etme yeteneğinden kaynaklanır. Bu adaptasyon yeteneği, aynı bireyin farklı zamanlarda çıkardığı miyavlamaların, sabit karakterli mırıltılara kıyasla çok daha fazla varyasyon göstermesine neden olmuştur. Kedilerin bu esnekliği, onların sosyal yapılarını ve insanlarla kurdukları karmaşık ilişki ağını anlamak için kritik bir veri sunar.
Bilim insanları, bu bulguları daha geniş bir bağlama oturtmak amacıyla, evcil kedi miyavlamalarını Afrika yaban kedisi (*Felis silvestris*) ve puma gibi beş farklı yaban akrabasının sesleriyle karşılaştırmalı olarak analiz etmiştir. Bu karşılaştırmalı analiz, evcil kedilerin miyavlamalarının, yabanıl türdeşlerine kıyasla belirgin ölçüde daha fazla değişkenlik gösterdiğini ortaya koymuştur. Kedigillerin evrimsel geçmişi incelendiğinde, evcil kedilerin atası olan Felis silvestris'in çiftleşme döneminde evcil kedilere kıyasla daha sessiz olduğu bilinmektedir.
Bilim camiası, bu sessel esnekliğin, kedilerin insanlarla birlikte yaşama rutinlerine ve insanların onlardan beklediği çeşitli durumlara adapte olmaları sürecinde evrimleştiğini öne sürmektedir. İnsanların yaşam alanlarına entegrasyonları yaklaşık 10.000 yıl öncesine dayanan evcil kediler, bu süreçte hayatta kalma stratejilerini ve davranışlarını insan etkileşimiyle şekillendirmiştir. Bu adaptasyon, sadece hayatta kalma değil, aynı zamanda insanlarla duygusal bağ kurma ve ihtiyaçlarını etkili bir şekilde iletme yeteneklerini de geliştirmiştir. Kedilerin bu sessel çeşitliliği, onların çevresel değişimlere uyum yeteneklerinin ve insan etkisiyle gerçekleşen evrim süreçlerinin doğrudan bir sonucudur.
15 Görüntülenme
Kaynaklar
research-in-germany.org
ResearchGate
ResearchGate
Associazione Teriologica Italiana
Museum für Naturkunde Berlin
Bu konudaki diğer haberlere göz atın:
Bir hata veya yanlışlık buldunuz mu?
Yorumlarınızı en kısa sürede değerlendireceğiz.
