Trump'ın Chicago Açıklaması: Suç İstatistikleri ve Siyasi Tartışmalar

Ağustos 2025'te ABD Başkanı Donald Trump, Chicago'yu "cehennem deliği" olarak nitelendirerek Ulusal Muhafız birliklerini konuşlandırmakla tehdit etti. Trump, sakinlerin federal müdahale aradığını belirtse de, bu açıklama yerel verilerle çelişiyordu. Şehirdeki silahlı saldırılar %37, cinayetler %32 ve genel şiddet suçları %22'den fazla azalmıştı.

Illinois Valisi J.B. Pritzker ve Chicago Belediye Başkanı Brandon Johnson, diğer eyalet ve yerel yetkililerle birlikte önerilen konuşlandırmaya şiddetle karşı çıktılar. Bu hamleyi anayasaya aykırı bir yetki aşımı olarak nitelendirdiler ve kamu güvenliği ilerlemesini baltalayabileceği konusunda uyardılar. Liderler, Chicago'nun "savaş alanı" değil, dirençli bir şehir olduğunu ve güçlü toplumsal dokusunu vurguladılar.

Ulusal Muhafızların konuşlandırılması olasılığı, Ulusal Muhafızların tipik olarak eyalet kontrolündeki statüsü ve federalleştirme süreci hakkında hukuki tartışmaları alevlendirdi. Vali Pritzker, herhangi bir konuşlandırmayı mahkemede temyiz edeceğini taahhüt ederek, başkanın federalleştirilmiş birlikleri şehir sokaklarına tek taraflı olarak yerleştirmesi için yasal yetkinin bulunmadığını vurguladı.

Topluluk liderleri ve aktivistler de endişelerini dile getirerek, askeri tarzı müdahalelerin son kamu güvenliği başarılarını tehlikeye atabileceğini ve topluluk odaklı önleme ve reform çabalarını savundular. Chicago'nun suç istatistikleri, Trump'ın açıklamaları ile yerel veriler arasında bir çelişki olduğunu gösteriyor. 2020'de 779 cinayetle zirveye ulaşan şehirde, 2023'te cinayetler %15 oranında azalarak 621'e düştü. Ancak, 2024'ün ilk yarısında cinayetlerde %33'lük bir düşüş yaşanırken, genel şiddet suçları da azaldı. Buna rağmen, bazı suç türlerinde, özellikle ağırlaştırılmış saldırılarda artış görüldü. 2024'te ağırlaştırılmış saldırılar son 20 yılın en yüksek seviyesine ulaştı.

Bu durum, Trump'ın Chicago'ya yönelik sert söylemlerinin, şehrin karşı karşıya olduğu karmaşık gerçekliği tam olarak yansıtmadığı eleştirilerine yol açtı. Yerel liderler, federal müdahale yerine topluluk odaklı çözümlere ve yatırımlara vurgu yaparak, Trump'ın yaklaşımını "üretilmiş bir kriz" olarak nitelendirdiler. Bu gerilim, şehrin güvenliği ve federal yetkilerin kullanımı konusundaki tartışmaları daha da alevlendirdi.