Gökbilimciler, yaklaşık 5 milyar ışık yılı uzaklıkta bulunan Kozmik At Nalı galaksisinin merkezinde, kütlesi Güneş'in 36 milyar katı olan devasa bir kara delik keşfettiler. Bu keşif, evrende şimdiye kadar tespit edilen en büyük kara deliklerden biri olarak kayıtlara geçti ve Samanyolu Galaksisi'nin merkezindeki kara deliğin yaklaşık 10.000 katı kütleye sahip. Araştırmacılar, bu kara deliğin kütlesini belirlemek için kütleçekimsel merceklenme ve galaksi içindeki yıldız hareketlerinin incelenmesi gibi gelişmiş yöntemleri bir arada kullandılar. Kütleçekimsel merceklenme, uzak bir galaksiden gelen ışığın, ön plandaki devasa kütleli bir nesne tarafından bükülerek bir Einstein halkası şeklinde görünmesidir. Bu fenomen, kara deliğin muazzam kütlesinin uzay-zamanı nasıl büktüğünün bir göstergesidir.
Bu keşif, süper kütleli kara delikler ile onları barındıran galaksiler arasındaki karmaşık ilişkiye dair değerli bilgiler sunuyor. Bilim insanları, kara deliklerin ve galaksilerin büyümesinin birbirine bağlı olduğuna inanıyor. Bir galaksi büyüdükçe, merkezine daha fazla malzeme çekerek kara deliklerin oluşumunu ve büyümesini tetikleyebilir. Kozmik At Nalı galaksisinin bir fosil grubu olması, yani zamanla birleşmiş daha küçük galaksilerin kalıntısı olması, bu devasa kara deliğin oluşumunda birden fazla süper kütleli kara deliğin birleşmiş olabileceği ihtimalini güçlendiriyor. Araştırmacılar, bu tür devasa kara delikleri tespit etmek için kullandıkları yeni yöntemin, aktif olarak madde çekmeyen, yani 'durgun' kara delikleri bile tespit etmelerini sağladığını belirtiyorlar. Bu, evrenin daha önce gözden kaçan köşelerindeki benzer kozmik devleri ortaya çıkarma potansiyeli taşıyor. Bu önemli bulgu, Ağustos 2025'te prestijli Monthly Notices of the Royal Astronomical Society dergisinde yayınlanan bir makalede detaylandırıldı. Bu keşif, aynı zamanda kara deliklerin kütle sınırları ve oluşum mekanizmaları hakkındaki teorilerimizi de yeniden gözden geçirmemize neden oluyor. Bilim insanları, Avrupa Uzay Ajansı'nın Euclid teleskobu gibi gelişmiş gözlem araçlarıyla bu tür daha fazla örneği inceleyerek, kara deliklerin galaksi evrimini ve yıldız oluşumunu nasıl etkilediğini daha iyi anlamayı hedefliyorlar.