31 Ağustos - 1 Eylül 2025 tarihleri arasında Tianjin'de düzenlenen Şanghay İşbirliği Örgütü'nün (ŞİÖ) 25. zirvesi, küresel jeopolitikte önemli bir dönüm noktası olarak kayıtlara geçti. Örgüt liderleri, mevcut ABD liderliğindeki hegemonik düzene karşı çıkarak ve çok kutuplu bir dünya düzenini savunarak daha adil bir küresel yönetişim sistemini teşvik etmek amacıyla bir araya geldi.
20'den fazla ulusal liderin katıldığı zirve, ŞİÖ'nün geleneksel güvenlik odaklılığının ötesine geçerek ekonomik, teknolojik ve sosyal ortaklıkları da kapsayan bir yetki alanına sahip olduğunu gösterdi. Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, konuşmasında "Soğuk Savaş zihniyetini" ve "zorbalık eylemlerini" eleştirerek, Amerika Birleşik Devletleri'ne üstü kapalı göndermelerde bulundu. Xi, "Şanghay ruhuna" dayanan, karşılıklı güven, karşılıklı fayda ve kültürel çeşitliliğe saygıyı vurgulayan yeni bir çok taraflılık modeli geliştirdi. Bu yaklaşım, Batı kaynaklı tek taraflılığın birçok kişi tarafından algılanan haline keskin bir tezat oluşturdu.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de bu görüşleri destekleyerek daha etkili bir küresel yönetişim sistemi çağrısını yineledi. Putin, bazı ülkelerin uluslararası ilişkilerde "diktatörlük" dayatma girişimleri karşısında bu önerinin geçerliliğini vurguladı. ŞİÖ'nün on yıllık bir stratejiyi onaylaması, bölgesel güvenliğin ötesine geçerek daha geniş bir küresel zorluk yelpazesini ele almak üzere etkisini ve işbirliği kapsamını genişletmek için stratejik bir hamle olarak değerlendirildi.
Zirvenin zamanlaması, ABD dış politikasının tetiklediği küresel jeopolitik değişimler ve ticaret belirsizlikleri göz önüne alındığında büyük önem taşıdı. Analistler, ŞİÖ'nün kendisini Batı merkezli kurumlara bir alternatif sunan "gerçek çok taraflılık" platformu olarak konumlandırdığını belirtti. Çin, Rusya, Hindistan, İran ve Belarus gibi on üye ülkeyi kapsayan ve küresel nüfusun ve ekonominin önemli bir bölümünü temsil eden örgüt, güçlü bir denge unsuru oluşturuyor.
ŞİÖ'nün girişimleri arasında yer alan önerilen ŞİÖ Kalkınma Bankası ve Çin'in altyapı ve dijital ekonomi projeleri için duyurduğu 1,4 milyar dolarlık kredi paketi, alternatif finansal ve kalkınma çerçeveleri oluşturma niyetini açıkça ortaya koydu. Bu çabalar, üye devletlerin dolar işlemlerine ve Batı finans sistemlerine olan bağımlılığını azaltmayı ve ekonomik egemenliklerini artırmayı hedefliyor.
Eş zamanlı olarak Rusya'nın Vladivostok kentinde düzenlenen Doğu Ekonomik Forumu da, Putin ve Çin ile Moğolistan gibi ülkelerin temsilcilerinin katılımıyla bölgesel işbirliğini güçlendirme ve alternatif kalkınma yollarını teşvik etme anlatısını pekiştirdi. Forumun altyapı, enerji ve dijital teknolojilere odaklanması, ŞİÖ'nün daha geniş ekonomik entegrasyon ve bağlantı gündemiyle uyumlu bir seyir izledi.
ŞİÖ'nün, özellikle çok kutupluluğa ve kolektif eyleme yaptığı vurguyla artan kararlılığı, ulusların ittifaklarını ve ekonomik ortaklıklarını çeşitlendirmeyi aradığı daha geniş küresel bir eğilimi yansıtıyor. Bu stratejik yakınsama, büyüme ve istikrar için fırsatlar sunarken, aynı zamanda uluslararası ilişkilerin gelişen dinamiklerini de gözler önüne seriyor; yerleşik güçler giderek artan bir şekilde daha adil ve temsili bir küresel düzeni savunan yükselen bloklar tarafından zorlanıyor.