Uluslararası alanda önemli bir gelişme yaşanırken, 12 ülke Filistin Yönetimi'nin mali bağımsızlığını güçlendirmek amacıyla bir fon oluşturma kararı aldı. Bu girişim, Filistin'in içinde bulunduğu derin ekonomik krize bir nebze olsun nefes aldırmayı hedefliyor. Fransa, Amerika Birleşik Devletleri, Japonya, Suudi Arabistan ve İspanya gibi ülkelerin öncülük ettiği bu destek paketi, bölgedeki istikrarın korunması ve iki devletli çözüm umutlarının canlı tutulması açısından büyük önem taşıyor.
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, Krallığın bu fona 90 milyon dolar katkıda bulunacağını duyurdu. Toplamda ise bağışçı ülkelerin Filistin Yönetimi'ne en az 170 milyon dolar mali yardım sözü verdiği belirtiliyor. Bu adım, Filistin'in uzun süredir devam eden mali zorluklarına ve özellikle Gazze'deki savaşın etkileriyle derinleşen ekonomik sıkıntılarına bir yanıt niteliği taşıyor. İsrail'in vergi gelirlerine uyguladığı kesintiler ve ambargolar, Filistin ekonomisini olumsuz etkileyen temel faktörler arasında yer alıyor.
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın video konferans yoluyla Genel Kurul'a hitap ederek Hamas'ın gelecekteki yönetime dahil edilmesi ve ulusal uzlaşının sağlanması gerektiği yönündeki çağrıları da dikkat çekiciydi. Filistin Başbakanı Muhammed Sıtayye daha önce yaptığı açıklamalarda, bağışçıların Filistin Yönetimi'ne yaklaşık 170 milyon dolarlık bir destek taahhüdünde bulunduğunu belirtmişti. Bu uluslararası destek, Filistin'in kendi ayakları üzerinde durabilmesi ve temel hizmetleri sürdürebilmesi için kritik bir öneme sahip.
Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safadi, uluslararası hukuka ve Birleşmiş Milletler kararlarına uyulmasının önemini vurgulayarak, adil ve kapsamlı bir çözüm çağrısında bulundu. Ayrıca, Filistinli mültecilere temel hizmetleri ve insani yardımı sağlayan UNRWA'nın desteklenmesinin altını çizdi. Filistin ekonomisi, İsrail işgalinin getirdiği çok boyutlu tehditler ve kısıtlamalarla karşı karşıya bulunuyor. Yoksulluk, dış yardımlara bağımlılık ve yüksek işsizlik oranları, ülkenin ekonomik yapısının temel sorunları arasında yer alıyor.
Özellikle 7 Ekim 2023 sonrası İsrail'in Filistin'e aktardığı vergi gelirlerinden kesinti yapması, mali krizi daha da derinleştirdi. Bu fonun oluşturulması, Filistin'in mali ve ekonomik bağımsızlığını pekiştirme çabalarına önemli bir ivme kazandıracak. Ancak fonun şeffaf ve etkili bir şekilde kullanılması, uzun vadeli istikrar ve refahın sağlanması açısından büyük önem taşıyor. Bölgesel barış ve istikrarın temel taşlarından biri olarak görülen iki devletli çözüm umudunun devamı için de bu tür adımlar büyük değer arz ediyor.