Rusya Federasyonu, 29 Eylül 2025 tarihinde İşkencenin ve İnsanlık Dışı veya Aşağılayıcı Muamele veya Cezalandırmanın Önlenmesine Dair Avrupa Sözleşmesi'nden (CPT) resmen çekilme kararı aldı. Devlet Başkanı Vladimir Putin'in imzaladığı yasa ile Rusya, 1987 tarihli bu sözleşmeden ve ilgili protokollerden ayrıldı. Bu adım, Rusya'nın uluslararası insan hakları yükümlülükleri ve gözlem mekanizmalarıyla ilişkisinde önemli bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor.
Rusya'nın Avrupa Konseyi'nden 2022'de çekilmesinin ardından uluslararası anlaşmalardan uzaklaşma eğiliminin bir parçası olarak görülen bu gelişme, CPT'deki Rus temsilinin 2023'ten bu yana engellenmiş olmasını da gerekçe gösteriyor. İnsan hakları savunucuları ise bu kararın, uluslararası denetimin azalmasıyla gözaltındaki bireylerin haklarının daha fazla risk altına girebileceği endişesini taşıyor.
Buna karşılık Rusya, iç hukuk sisteminin işkenceyi önlemeye devam ettiğini vurguluyor. Rusya Anayasası'nın 21. Maddesi, kişisel onurun korunmasını ve işkence, zalimane veya insanlık dışı muamelelerin yasaklanmasını güvence altına alıyor. Ayrıca, 2022'de Rus Ceza Kanunu'nun 286. Maddesi'nde yapılan değişikliklerle "işkence" tanımı netleştirilmiş ve bu tür eylemlerin sorumluluğu belirlenmiştir.
Rusya İnsan Hakları Konseyi üyesi Eva Merkacheva, bu durumun işkencenin yasallaşması anlamına gelmediğini ve ulusal mevzuatın işkenceyi yasaklamaya devam ettiğini belirtti. CPT, 1996 yılında imzalanan ve 1998'de yürürlüğe giren bir sözleşme olup, uzmanların gözaltı yerlerini önceden haber vermeksizin ziyaret ederek koşulları denetleme ve işkenceyi önleme yetkisine sahipti. Ancak, Rusya'nın Avrupa Konseyi'nden ayrılmasıyla bu mekanizmanın işleyişi fiilen sona ermişti.
Rusya'nın bu sözleşmeden çekilmesi, Avrupa Konseyi ile olan son hukuki bağların da koparılması olarak yorumlanıyor. Ülkenin kendi iç hukukuna dayanan koruma mekanizmalarının, uluslararası denetimin yokluğunda ne kadar etkili olacağı ise yakından takip edilecek.