Batı Afrika'nın Sahel bölgesinde yer alan Mali, Burkina Faso ve Nijer, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nden (UCM) çekilme kararlarını resmen duyurdu. Bu üç ülke, UCM'yi "neokolonyal baskının bir aracı" olarak nitelendirerek, mahkemenin adalet mekanizmalarını kendi toplumsal değerlerine uygun bir şekilde yeniden şekillendirme niyetinde olduklarını belirtti. Bu hamle, bölgedeki mevcut jeopolitik değişimlerin ve uluslararası kurumlara yönelik artan güvensizliğin bir yansıması olarak görülüyor.
Mali, Burkina Faso ve Nijer, ortak bir bildiriyle UCM'nin Roma Statüsü'nden çekilme kararlarının derhal yürürlüğe girdiğini açıkladı. Ülkeler, mahkemenin savaş suçları, soykırım ve insanlığa karşı suçlar gibi konularda etkili bir yargılama yapamadığını, aksine emperyalist güçlerin çıkarlarını koruyan bir yapıya dönüştüğünü iddia etti. Bu durum, daha önce de Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu (ECOWAS) ve diğer uluslararası oluşumlardan ayrılma eğilimleriyle paralellik göstermektedir.
Üç ülke, 2020-2023 yılları arasında yaşanan askeri darbelerin ardından Batılı güçlerle olan ilişkilerini azaltıp Rusya ile işbirliğini artırma yoluna gitmiştir. Bu kararın ardından, Mali'nin başkenti Bamako'da "Sahel İnsan Hakları ve Ceza Mahkemesi" adıyla yeni bir bölgesel adalet mekanizması kurulması planlanıyor. Bu yeni oluşumun, savaş suçları, insanlığa karşı suçlar ve terör gibi konulara odaklanması bekleniyor. Ayrıca, ülkeler terörle mücadele, siber suçlar ve kara para aklama gibi alanlarda ortak yasalar geliştirmeyi ve bilgi paylaşımı için bölgesel bir veri tabanı oluşturmayı hedefliyor.
İnsan hakları aktivistleri ve Birleşmiş Milletler uzmanları, Mali ve Burkina Faso'daki askeri yönetimler ile onlara bağlı milislerin, ayrıca cihatçı grupların da olası savaş suçları işlediği yönünde suçlamalarda bulunuyor. Ancak bu iddialara ilişkin ulusal makamlarca yürütülen soruşturmaların henüz kamuoyuna açıklanmış sonuçları bulunmuyor. Bu durum, bölgedeki insan hakları ihlallerine yönelik hesap verebilirlik mekanizmalarının etkinliği konusunda soru işaretleri yaratıyor.
UCM'den çekilme kararı, Sahel bölgesindeki güvenlik ve istikrarı etkileyebilecek önemli bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Bölge, uzun süredir cihatçı grupların neden olduğu şiddet olayları ve siyasi istikrarsızlıkla mücadele ediyor. Bu yeni diplomatik ve hukuki ayrışma, uluslararası adaletin geleceği ve bölgedeki güç dengeleri açısından yeni tartışmaları beraberinde getirecektir. Ülkelerin kendi değerlerine uygun adalet mekanizmaları kurma hedefi, insan hakları standartlarının evrenselliği ve bu standartların nasıl uygulanacağı konusunda da önemli soruları gündeme getiriyor.