Gıda sektöründeki temel zorluklardan biri, ürünlerin tazeliğini koruma ve gıda israfını azaltma çabalarıdır. Bu ihtiyaca cevap olarak geliştirilen Fruitprint projesi, meyve ve sebzelerin ömrünü uzatmaya odaklanarak bu dönüşümün ön saflarında yer almaktadır. Girişimin ana hedefleri arasında tedarik zincirindeki kayıpları en aza indirmek ve tarım ile gıda ekosisteminin küresel karbon ayak izini hafifletmek bulunmaktadır. Bu arayış, geleneksel koruma yöntemlerinin ötesine geçerek, doğanın kendi dengesini yansıtan sürdürülebilir çözümlere yönelmektedir.
Araştırmacılar, ürünlerin olgunlaşma süreçlerini yavaşlatma potansiyeli taşıyan doğal biyoaktif bileşiklere odaklanmıştır. Bu bileşikler arasında, güçlü antioksidan özellikleriyle bilinen karotenoidler ve apokarotenoidler öne çıkmaktadır. Bu doğal pigmentler, kırmızı, turuncu ve sarı renklerden sorumlu olmalarının yanı sıra insan sağlığı için de faydalar sunmaktadır. Karotenoidlerin diyetle alımının, kalp-damar hastalıkları ve bazı nörolojik rahatsızlıkların önlenmesinde giderek daha fazla önem kazandığı gözlemlenmektedir.
Bu yeni yaklaşım, mevcut uygulamalara karşı bir alternatif oluşturmaktadır. Kontrollü atmosfer depolama gibi yöntemler veya 1-MCP gibi kimyasal inhibitörler, ürün kalitesini potansiyel olarak etkileyebilmektedir. Tüketici eğilimleri, plastiğe sarılı ürünlerden uzaklaşmayı ve klor veya hidrojen peroksit gibi kimyasalların yoğun kullanımından kaçınmayı gerektirmektedir. Bu bağlamda, araştırmalar, gıdaların raf ömrünü uzatırken duyusal özelliklerini bozmayacak, tamamen organik içerikli çözümlere odaklanmaktadır.
Doğal bileşiklerin kullanımı, ürünün ömrünü uzatmanın yanı sıra gıdaya olan tüketici güvenini de artırmaktadır. Örneğin, kitosan gibi doğal şekerlerin çileklerin raf ömrünü yüzde 60 oranında uzatabildiği belirtilmektedir. Ayrıca, limon gibi doğal ürünlerin antimikrobiyal özellikleri ile biberiye ve adaçayı gibi bitkilerin antioksidan içerikleri tazeliği korumada yardımcı olmaktadır. Modifiye Atmosfer Paketleme (MAP) gibi teknolojiler doğal bileşiklerle birleştirildiğinde, uzun mesafeli nakliyeye olanak tanıyarak dağıtım masraflarını azaltma potansiyeli sunmaktadır. Bu yenilikçi yollar, sektörün daha bütüncül bir anlayışla ilerlemesi ve kaynakların daha bilinçli yönetilmesi için bir fırsat penceresi açmaktadır.