Sadakatin Genetik Belirleyicileri: AVPR1A Gen Varyantı İlişki Modellerini Nasıl Etkiliyor?
Düzenleyen: Katia Cherviakova
Bilimsel araştırmalar, insan bağlılıklarının biyolojik temellerini ortaya çıkarmaya devam ediyor. Bu süreçte genetik yapı, bireylerin tek eşliliğe (monogami) ya da tam tersi istikrarsızlığa olan eğilimlerini belirlemede önemli bir rol oynamaktadır.
Araştırmacıların odak noktası, vazopressin hormonu için reseptörü kodlayan AVPR1A genindeki değişkenlik olmuştur. Bu hormon, tıpkı oksitosin reseptörü (OXTR) gibi, sosyal bağların ve bağlanmanın oluşumu için kritik öneme sahiptir. AVPR1A, çiftleşme bağları ve eş sadakati dâhil olmak üzere çeşitli davranışsal fenotiplerle ilişkilendirilmektedir.
İsveç'teki Karolinska Enstitüsü bilim insanları tarafından yürütülen bir araştırma, erkeklerde AVPR1A geninin belirli bir bölümünün uzunluğu ile bağlılık düzeyi arasında doğrudan bir ilişki tespit etti. Bu genetik belirtecin daha uzun bir versiyonunu taşıyan bireylerin, belirgin bir şekilde tek eşli bir yaşam tarzına daha yatkın oldukları kaydedildi. Buna karşın, gözlemlere göre daha kısa allellerin, istikrarlı uzun vadeli ilişkileri sürdürmekte zorluklarla korelasyon gösterdiği belirlendi. Bu veriler, söz konusu fenomeni anlamak için bakış açımızı genişleten hayvanlar alemindeki paralelliklerle desteklenmektedir.
Bilim insanları bu durumu incelemek için kemirgenlere, özellikle de tarla farelerine yöneldi. Step tarla fareleri, ömür boyu süren güçlü çiftler oluşturmaları ve erkeklerin yavruların bakımına aktif olarak katılmalarıyla bilinen belirgin tek eşlilikleriyle tanınır. Buna karşılık, onların 'çapkın' dağ akrabaları ise kalıcı çiftler oluşturmazlar. Sadık step tarla farelerinin AVPR1A geninin daha uzun bir versiyonuna sahip olduğu, poliamorik dağ tarla farelerinde ise kısa versiyonun baskın olduğu ortaya çıktı. Deneysel müdahale bu bağlantıyı doğruladı: Sadık bir tarla faresine genin 'kısa' varyantının verilmesi, daha bağımsız ve cinsel açıdan aktif bir davranışa yol açtı. Tam tersine, poliamorik bir tarla faresinin genomuna genin 'uzun' varyantının eklenmesi, partnere bağlılık özelliklerinin ortaya çıkmasını sağladı.
Sıklıkla “tek eşliliğin kimyasalı” olarak adlandırılan vazopressin, koruyucu ve şefkatli davranışları teşvik ederek duygusal bağı güçlendirir. Biyolojik veriler, genetik mimarinin partner seçimi ve çift içindeki davranış modeli üzerindeki etkisine açıkça işaret etse de, bunun yalnızca tek bir faktör olduğu unutulmamalıdır. İnsan ilişkileri deneyimi, içsel inançların, öğrenilmiş davranış modellerinin ve bilinçli seçimin karmaşık bir bileşimini temsil eder. Genetik yatkınlık belirli bir zemin hazırlasa da, kişisel değerler ve günlük kararlar ilişkinin gelişim yörüngesini belirler. Örneğin, Yakut popülasyonu üzerinde yapılan araştırmalar, kısa allel taşıyıcılarının (SS genotipleri), uzun allel taşıyıcılarına (LL genotipleri) kıyasla “yenilik arayışı” ve “ödüle bağımlılık” özelliklerinde daha yüksek puanlar sergilediğini göstermiş, bu da genetik varyantların bireysel davranış farklılıkları üzerindeki modüle edici etkisini vurgulamıştır.
Kaynaklar
MARCA
Genetic Variation in the Vasopressin Receptor 1a Gene (AVPR1A) Associates with Pair-Bonding Behavior in Humans
Individual Differences in Social Behavior and Cortical Vasopressin Receptor: Genetics, Epigenetics, and Evolution
Association of Polymorphism of Arginine-Vasopressin Receptor 1A (AVPR1a) Gene With Trust and Reciprocity
Bu konudaki diğer haberlere göz atın:
Bir hata veya yanlışlık buldunuz mu?
Yorumlarınızı en kısa sürede değerlendireceğiz.
