New York'ta görülen ve 'Gilgo Sahili seri katili' olarak bilinen davada, Rex Heuermann'ın yargılanmasında kullanılacak ileri düzey DNA kanıtlarının mahkemede kabul edilebilir olduğuna karar verildi. Bu karar, tüm genom dizileme (whole genome sequencing) gibi sofistike DNA tekniklerinin New York mahkemelerinde ilk kez delil olarak kullanılacağı anlamına geliyor ve adli bilimlerde önemli bir ilerlemeyi temsil ediyor.
Rex Heuermann, 1993 ile 2010 yılları arasında Long Island'daki Gilgo Sahili boyunca bulunan cesetleriyle ilişkilendirilen yedi kadının öldürülmesiyle suçlanıyor. Davada adı geçen kurbanlar arasında Melissa Barthelemy, Megan Waterman, Amber Costello, Maureen Brainard-Barnes, Jessica Taylor, Sandra Costilla ve Valerie Mack bulunuyor. Savcılık makamının davası, özellikle bozulmuş örnekler üzerinde tüm genom dizileme konusunda uzmanlaşmış Kaliforniya merkezli Astrea Forensics laboratuvarı tarafından analiz edilen DNA kanıtlarına dayanıyor. Bu teknik, neredeyse kesin kimlik tespiti hedefleyerek DNA'daki 100.000'den fazla karşılaştırma noktasını inceliyor.
Savunma ekibi, bu kanıtın New York ceza mahkemelerinde açıkça test edilmediği veya kabul edilmediği gerekçesiyle kabul edilebilirliğine itiraz etti. Ayrıca, DNA analizinin kar payı elde eden laboratuvarların ceza davalarında delil sunmasına ilişkin New York'un halk sağlığı yasasını ihlal ettiğini savundular. Ancak, Yargıç Timothy Mazzei, Astrea Forensics'ten elde edilen DNA kanıtlarının Heuermann'ın davasında kullanılabileceğine hükmetti. Yargıç, savunmanın, savcılığın sunduğu bilimsel kanıtları çürütmek için yeterli kanıt sunamadığına karar verdi.
Bu karar, Suffolk Bölge Savcısı Ray Tierney tarafından adli bilimlerde bir dönüm noktası olarak nitelendirildi. İleri düzey DNA analizinin New York mahkemelerinde delil olarak kabul edilmesi, ülke genelinde bu tür tekniklerin kullanıldığı sınırlı sayıda örnekten biri olması açısından da dikkat çekiyor. Astrea Forensics'in kullandığı tüm genom dizileme tekniği, özellikle eski ve bozulmuş DNA örneklerinden genetik bilgi çıkarma potansiyeliyle biliniyor. Bu yöntem, Neanderthal genomunun haritalanması gibi bilimsel çalışmalarda da kullanılmıştır ve 2022 Nobel Tıp Ödülü'nü kazanan bir çalışmaya da ilham kaynağı olmuştur.
Savunma tarafı, Astrea'nın istatistiksel analizlerinin, 1000 Genomes Projesi gibi açık kaynaklı bir veritabanına dayanması ve olası eşleşme olasılığını abarttığı yönündeki endişelerini dile getirmişti. Ancak yargıç, bu argümanları 'kusurlu' olarak değerlendirdi. Dava, bu yeni kanıtlarla ilerleyecek ve henüz resmi bir duruşma tarihi belirlenmemiş olsa da, bu gelişme, adli bilimlerin ceza yargılamalarındaki rolünün ne kadar hızla evrildiğini gözler önüne seriyor. Heuermann ise suçlamaları reddetmeye devam ediyor.