Taurus Moleküler Bulutu'nda, Dünya'dan yaklaşık 525 ışık yılı uzaklıkta bulunan IRAS 04302 yıldızı, James Webb Uzay Teleskobu (JWST) ve Hubble Uzay Teleskobu'nun ortak gözlemleriyle gezegen oluşumunun erken evrelerine ışık tutuyor. Bu kozmik anaokulunda, genç bir yıldızın etrafında dönen gaz ve tozdan oluşan, yaklaşık 65 milyon kilometre çapında, kenardan görünen devasa bir protoplaneter disk ortaya çıkarıldı.
IRAS 04302, merkezi protostardan yayılan ışığın bulutsudaki materyallerden yansımasıyla oluşan iki zarif yansıma bulutsusu sayesinde 'Kelebek Yıldız' olarak anılıyor. JWST'nin Kızılötesi Orta-Kızılötesi Kamerası (MIRI) ve Yakın-Kızılötesi Kamerası (NIRCam) ile Hubble'ın optik verilerinin birleşimi, diskin kalınlığı, yoğunluğu ve dikey yapısı gibi karmaşık detayları gözler önüne seriyor. Özellikle diskin kenardan görünümü, astronomlara toz taneciklerinin yerleşimi ve hareketi konusunda benzersiz bir bakış açısı sunarak gezegen sistemlerinin erken gelişim evrelerini anlamak için kritik öneme sahip.
Bu gözlemler, Webb GO programı #2562 kapsamında, Dünya'dan kenardan görünen dört protoplaneter diski incelemeyi amaçlıyor. Programın temel hedefi, disklerdeki tozun evrimini anlamak ve böylece gezegen oluşumunun ilk adımlarını aydınlatmak. Toz taneciklerinin yoğun bir orta düzlem tabakası oluşturarak yerleşmesi, yeni gezegenlerin oluşumu için elverişli bir ortam yaratıyor. Bu süreç, yaklaşık 4,5 milyar yıl önceki kendi Güneş Sistemimizin oluşum koşullarıyla paralellikler kurmamıza olanak tanıyor.
IRAS 04302'nin disk yapısı, genç yıldızın hala çevresindeki materyali topladığını ve aynı zamanda jetler ile dış akışlar yaydığını gösteriyor. Bu dinamik süreçler, gezegenlerin oluşabileceği ortamı şekillendiriyor. Taurus yıldız oluşum bölgesi, yüzlerce genç yıldıza ev sahipliği yapan, Dünya'ya yakın ve iyi incelenmiş bir bölgedir. IRAS 04302 gibi sistemlerin bu denli detaylı incelenmesi, yıldızların ve gezegenlerin evrimini daha iyi anlamamıza yardımcı oluyor ve evrenimizdeki gezegen sistemlerinin nasıl oluştuğuna dair evrensel süreçleri anlamamızda önemli bir adım teşkil ediyor.