Physcomitrium patens Yosununun Dokuz Aylık Açık Uzay Dayanıklılığı Şaşırtıyor

Düzenleyen: Uliana S.

Uzayın zorlu koşullarına maruz kalan yosun sporları Dünya'da başarıyla filizlediler.

Japon biyologlarca gerçekleştirilen son bir çalışma, yaygın yosun türü Physcomitrium patens sporlarının zorlu açık uzay koşullarına karşı olağanüstü bir direnç sergilediğini kanıtladı. Yaklaşık 500 milyon yıl önce Dünya'yı ilk kolonileştiren bu kadim karasal bitkinin örnekleri, Uluslararası Uzay İstasyonu'nun (ISS) dış panellerinde 283 gün boyunca, yani yaklaşık dokuz ay boyunca tutuldu. 20 Kasım 2025 tarihinde yayımlanan araştırmanın bulguları, bu mikroskobik yapıların önemli bir kısmının tam canlılığını koruduğunu göstererek, yaşamı uzaya taşıma konseptleri için yepyeni ufuklar açtı.

Hokkaido Üniversitesi'nden Profesör Tomomichi Fujita liderliğindeki araştırma ekibi, bu projeye yosunların Himalayaların yüksek rakımları ve Antarktika gibi aşırı karasal ortamlarda hayatta kalma yeteneğinden ilham alarak başladı. Sporlar, Mart 2022'de Cygnus NG-17 kargo gemisiyle yörüngeye gönderildi ve Ocak 2023'te SpaceX CRS-16 ile Dünya'ya geri getirildi. Uzay ortamını simüle eden ön laboratuvar testlerinde, sporofitlerin (kapsüllenmiş sporlar) ultraviyole (UV) radyasyona karşı, daha hassas yapılar olan tomurcuk hücrelerine kıyasla yaklaşık bin kat daha fazla direnç gösterdiği belirlenmişti. Bu simülasyonlarda tomurcuk hücreleri %70 UV kaynaklı ölüm sergilemişti.

ISS dış yüzeyine maruz kalan örneklere etki eden faktörler arasında tam vakum, mikro yerçekimi ve yaklaşık -196°C ile 55°C arasındaki keskin sıcaklık değişimleri yer alıyordu. En yıkıcı etken yoğun UV radyasyonu olmasına rağmen, sporun koruyucu yapısı olan sporanjiyum, etkili bir biyolojik kalkan görevi gördü. Dünya'ya döndüklerinde, tam uzay stresine maruz kalan sporlar %86 oranında hayatta kalma başarısı gösterdi. Doğrudan UV ışınlarından korunmuş olan örnekler ise %97 çimlenme oranıyla daha da yüksek bir performans sergileyerek kontrol grubuyla neredeyse aynı seviyede kaldı.

Profesör Fujita ve ekibi, bu yüksek hayatta kalma oranını gözlemledikten sonra, sporların uzaydaki potansiyel yaşam süresini önceden modelledi ve bu sürenin 5600 güne, yani yaklaşık 15 yıla kadar uzayabileceğini tahmin etti. Bu öngörü, gelecekteki uzun süreli gezegenler arası görevlerin biyolojik bileşenlerinin planlanması için somut bir zemin oluşturuyor. Ancak SETI Enstitüsü'nden Dr. Agata Zupanska analitik bir bağlam sunarak, uykudaki bir organizmanın hayatta kalmasının, yabancı bir ortamda aktif büyüme ve gelişme göstermesi anlamına gelmediğini vurguladı. P. patens'in Ay veya Mars'taki düşük yerçekimi ve değişmiş atmosfer bileşimi altında aktif büyüme yeteneği, ileri araştırmalar için açık bir soru olarak duruyor.

Uygulamalı astrobiyoloji açısından bakıldığında, bu sonuçlar mürettebata oksijen sağlamak ve uzay üslerinde toprak oluşumuna katkıda bulunmak üzere tasarlanmış biyorejeneratif yaşam destek sistemlerinin (BLSS) geliştirilmesi için doğrudan önem taşıyor. Karaların kolonizasyonunda öncü rol oynayan yosunlar, regolitleri yaşanabilir bir alt tabakaya dönüştürme kapasiteleriyle bu tür sistemler için ideal adaylar olarak görülüyor. Hayatta kalan örneklerde klorofil 'a' seviyesinde %20'lik mütevazı bir düşüş gözlemlenmesine rağmen, onların çimlenme yetenekleri, bitki sporlarına kodlanmış güçlü bir evrimsel rezervin varlığını kanıtlamaktadır.

5 Görüntülenme

Kaynaklar

  • IFLScience

  • Gizmodo

  • The Guardian

  • Popular Science

  • SciTechDaily

  • Popular Science

  • IFLScience

  • The Scientist

  • Science News

  • Courthouse News Service

  • Popular Science

  • The Guardian

  • The Scientist

  • Science News

  • Courthouse News Service

  • Hokkaido University

  • Science News

  • The Scientist

  • SciTechDaily

  • The Guardian

  • Popular Science

Bir hata veya yanlışlık buldunuz mu?

Yorumlarınızı en kısa sürede değerlendireceğiz.