Gazeteci ve tarihçi Laurent Testot ile haritacı ve yazar Perrin Remonté, insan faaliyetlerinin gezegeni nasıl dönüştürdüğünü inceleyen yeni bir kitapla okuyucuların karşısına çıkıyor. "Notre Empreinte sur Terre - Des cartes et infographies pour comprendre l'Anthropocène" (Dünya Üzerindeki İzimiz - Antroposeni Anlamak İçin Haritalar ve Bilgi Grafikleri) adlı eser, Armand Colin tarafından Eylül 2025'te yayımlanacak.
Laurent Testot'un daha önceki "Cataclysms. Une histoire environnementale de l'humanité" (Felaketler. İnsanlığın Çevresel Bir Tarihi) adlı kitabıyla tanındığı belirtilirken, Perrin Remonté'nin coğrafyaya duyarlılık ve şiirsellikle yaklaştığı ifade ediliyor. İkilinin bu ortak çalışması, insanlığın gezegen üzerindeki baskın jeolojik çağını ifade eden Antroposen'i anlamak için benzersiz bir bakış açısı sunuyor. Testot, Antroposen'i, insanlığın her yere plastik yayarak ve hayvanların dağılımını değiştirerek Dünya'yı dönüştürdüğü bir "sihirli tarif" olarak tanımlıyor ve bu kavramın, çevremizi yeniden şekillendirme kapasitemizin bir göstergesi olduğunu vurguluyor. Ayrıca Testot, Antroposen'in, kendi hayatta kalma şansımızı ve gelecek nesillerin yaşam alanını tehlikeye attığımızı belirterek, değerlerimizle ve hayatta kalma zorunluluklarımızla uyumlu, "iyi bir Antroposen" üzerine düşünme fırsatı sunduğunu ekliyor.
Remonté, haritaların, genellikle birlikte görülmeyen farklı noktaları ve unsurları birbirine bağlama gücüne sahip olduğunu belirterek, bu araçların karmaşık verileri sentezleyerek ve anlaşılmasını kolaylaştırarak çevresel sorunlara yeni bir bakış açısı sunduğunu açıklıyor. Kitap, insanlığın gezegen üzerindeki etkisinin boyutunun farkına varmak ve daha sürdürülebilir bir gelecek için alternatifleri değerlendirmek adına bir davet niteliği taşıyor. Antroposen kavramı, jeolojik kurumlar tarafından henüz resmi olarak onaylanmamış olsa da, insan etkisinin Dünya'nın sistemlerini şekillendiren baskın bir güç haline geldiği bir dönemi ifade etmektedir. Bu çağ, insan faaliyetlerinin yönlendirdiği iklim, biyoçeşitlilik ve kaynak mevcudiyetindeki derin değişikliklerle karakterize edilir. Bilim insanları, Antroposen'in kesin başlangıç noktası üzerinde tartışmışlardır; bazıları başlangıcını erken tarıma veya megafaunanın yok oluşuna kadar götürürken, diğerleri Sanayi Devrimi'ne veya Trinity Testi ve ardından gelen "Büyük Hızlanma" gibi olaylarla işaretlenen 20. yüzyılın ortalarına işaret etmektedir.
Araştırmalar, insan faaliyetlerinin gezegenin yüzeyini değiştirme hızının doğal süreçleri gölgede bıraktığını gösteriyor. Dünya yüzeyinin yaklaşık %95'inin bir tür insan modifikasyonu gösterdiği ve %85'inin birden fazla etkinin kanıtını taşıdığı tahmin edilmektedir. Bu durum, gezegenimizin giderek artan bir şekilde insan etkisine maruz kaldığının bir göstergesidir. Bu veriler, kitabın sunduğu analizlerin derinliğini ve önemini ortaya koymaktadır.