İsveç'ten Yüz Yaşın Üzerine Dersler: Sağlıklı Yaşamın Sırları Araştırılıyor

Düzenleyen: Liliya Shabalina

İsveç'te yapılan kapsamlı bir araştırma, 100 yaşına ulaşan bireylerin (yüz yaşındakiler) yaşlanma sürecinde önemli farklılıklar gösterdiğini ortaya koyuyor. Karolinska Enstitüsü tarafından 270.000'den fazla İsveçli üzerinde gerçekleştirilen çalışma, yüz yaşını gören kişilerin, daha erken yaşta hayatını kaybeden akranlarına kıyasla 85 yaşına kadar anlamlı ölçüde daha az hastalığa yakalandığını gösteriyor. Bu bulgu, uzun yaşamın kaçınılmaz olarak hastalıklarla dolu bir yaşam anlamına gelmediği yönündeki yaygın kanıyı sorgulatıyor. Özellikle kardiyovasküler ve serebrovasküler rahatsızlıklar gibi ölümcül hastalıkların görülme sıklığı ve başlangıç yaşı, yüz yaşındakilerde belirgin şekilde daha düşüktür. Örneğin, çalışmaya göre, yüz yaşını görecek kişilerin yalnızca %24,8'ine 70 yaşındayken kalp rahatsızlığı teşhisi konulurken, 75 yaşına kadar yaşayanların %51,6'sında bu oran görülmüştür. Bu durum, hastalıkların birikiminin yüz yaşındakilerde daha yavaş ilerlediğini ve genel olarak daha az sayıda kronik duruma sahip olduklarını gösteriyor.

Araştırmacılar, yüz yaşındakilerin sağlık durumlarının, 90 yaş civarından itibaren ölümden önceki yıllarda genellikle bir plato çizdiğini, yani sağlıklarında belirgin bir düşüş yaşanmadığını vurguluyor. Bu durum, 70 yaşından itibaren kendini göstermeye başlayan güçlü bir biyolojik direncin işareti olarak kabul ediliyor. Bu direncin genetik, çevresel ve yaşam tarzı faktörlerinin bir kombinasyonundan kaynaklandığı düşünülüyor. Karolinska Enstitüsü'ndeki araştırmacılar, yüz yaşını aşan kişilerin genellikle daha az hastalığa sahip olmasının yanı sıra, hastalıkları daha yavaş geliştirdiğini de belirtiyor. Hatta bazı çalışmalarda, yüz yaşındakilerin yaşamları boyunca daha az hastalığa yakalandığı ve hastalık birikim hızlarının daha yavaş olduğu gözlemlenmiştir. Örneğin, 85 yaşındayken yüz yaşını görenlerin yalnızca %4'ünde felç görülürken, 90-99 yaş arası yaşayanlarda bu oran %10 civarındaydı. Bu keşifler, sadece yaşam süresini değil, aynı zamanda sağlıklı yaşam süresini de uzatmayı hedefleyen yeni önleme stratejileri için yol gösterici olabilir. İsveç'teki yaşam beklentisinin genel olarak yüksek olması, bu tür araştırmaların önemini daha da artırmaktadır. Ülkenin genel sağlık standartları, çevresel temizlik ve sosyal destek sistemleri, uzun ve sağlıklı yaşamın teşvik edilmesinde önemli rol oynamaktadır.

Kaynaklar

  • Futura

  • Institut national d’études démographiques (INED)

Bir hata veya yanlışlık buldunuz mu?

Yorumlarınızı en kısa sürede değerlendireceğiz.