Avrupa Birliği, Gazze'deki insani durumu iyileştirmek ve bölgede daha yapıcı bir yol izlemek amacıyla İsrail ile olan ilişkilerinde yeni bir dönem başlatacak adımlar atmaya hazırlanıyor. Avrupa Komisyonu, İsrail ile mevcut serbest ticaret anlaşmasının belirli hükümlerinin kısmen askıya alınmasını ve bazı İsrailli yetkililere yönelik yaptırımların uygulanmasını içeren bir öneri paketi sundu. Bu hamle, devam eden askeri operasyon ve Gazze'deki ağır insani kayıpların ardından daha geniş bir anlayış ve sorumluluk çerçevesinde atılıyor.
Önerilen tedbirler kapsamında, AB'nin İsrail'e yönelik ihracatının yaklaşık %37'sini oluşturan tarım-gıda ürünleri, özellikle meyve ve sebzeler gibi kalemlerde ürünlerde gümrük vergileri uygulanması planlanıyor. Bu adımın, İsrail ihracatçıları için yaklaşık 227 milyon avroluk ek bir maliyet yaratması öngörülüyor. Ayrıca, şiddeti teşvik ettikleri gerekçesiyle aşırı sağcı İsrailli bakanlar Bezalel Smotrich ve Itamar Ben-Gvir'in yanı sıra, Filistinlilere yönelik şiddete karışan yerleşimciler ve Hamas'ın on üyesine yönelik yaptırımlar da gündeme getirildi. Bu yaptırımların, hedef alınan kişilerin Avrupa'daki varlıklarının dondurulmasını ve AB'ye girişlerinin yasaklanmasını içermesi öngörülüyor.
Avrupa Birliği ve İsrail arasındaki ticaret hacminin 2024'te 42,6 milyar avroya ulaştığı göz önüne alındığında, bu adımların ekonomik yansımaları küresel düzeyde dikkat çekiyor. Komisyon, ayrıca "twinning" olarak bilinen ve kamu yönetimi, mevzuat, enerji, iklim politikası ve istatistik gibi alanlarda teknik uzmanlık paylaşımını öngören kurumsal işbirliği programlarının askıya alınmasını da teklif ediyor. 2020-2024 döneminde bu tür projeler için ayrılan yaklaşık 14 milyon avroluk fonun bir kısmı dondurulacak. Avrupa Komisyonu tarafından kontrol edilen yaklaşık 32 milyon avroluk ikili fonun da derhal askıya alınması planlanıyor.
Bu önerilerin hayata geçirilmesi, AB üye devletlerinin ortak bir anlayışa varmasına bağlı. Ancak, üye ülkeler arasında bu tür önlemlere yönelik farklı yaklaşımlar bulunuyor. Avusturya, Macaristan ve Çekya gibi bazı ülkelerin bu tekliflere karşı çıktığı belirtilirken, Almanya'nın ise henüz kesin bir görüş oluşturmadığı belirtiliyor. Almanya'nın bu konudaki tutumunun, tarihsel hassasiyetleri göz önünde bulundurarak değişmesinin beklenmediği ifade ediliyor. Öte yandan, Hollanda ve İspanya gibi ülkeler, bakan Ben-Gvir ve Smotrich'in Schengen Bölgesi'ne girişini daha önce tek taraflı olarak yasaklamıştı.
AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, üye ülkelerin bu önlemlere karşı çıkmaları durumunda, daha yapıcı çözümler ve alternatifler sunmaları gerektiğini vurgularken, Belçika ise AB'nin önereceği tüm yaptırımları koşulsuz destekleyeceğini açıklayarak küresel barış ve insani değerlere bağlılığını gösterdi. Avrupa Komisyonu, bu adımların İsrail'i cezalandırmak yerine, Gazze'deki insani durumu hafifletmek ve İsrail hükümetini daha yapıcı bir yöne teşvik etmek amacıyla atıldığını belirtiyor. Bu süreç, uluslararası ilişkilerde diyalog, karşılıklı anlayış ve ortak sorumluluk anlayışının önemini bir kez daha ortaya koyuyor.
İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, yaptığı açıklamada, İsrail'in bu tür baskılara boyun eğmeyeceğini ve egemenliğinden taviz vermeyeceğini ifade ederek, kendi güvenlik ve ulusal çıkarlarını koruma kararlılığını vurguladı. Şu an için AB Komisyonu'nun teklifine üye ülkelerden yeterli destek gelmediği ve Almanya'nın tavrının belirleyici olacağı belirtiliyor.