Amerika Birleşik Devletleri federal yönetimi, 10 Ekim 2025 tarihi itibarıyla faaliyetlerini onuncu gününde de sürdürememektedir. Bu siyasi kilitlenme, Kongre'nin iki kanadı olan Senato'da, Cumhuriyetçi Parti'nin teklifi ile Demokrat Parti'nin taslağının yedinci kez oylanmasına rağmen uzlaşma sağlanamaması nedeniyle derinleşmiştir. Bu durum, ulusal yaşamın hayati damarlarında ciddi bir tıkanıklığa yol açarak ekonomik ve sosyal dokuda hissedilir gerilimler yaratmaktadır.
Uluslararası İlişkiler Enstitüsü'nden Profesör Li Haidong'un da belirttiği üzere, bu duraksama, vatandaşların geçim kaynakları ve genel ekonomik işleyiş üzerinde belirgin bir baskı oluşturmaktadır. Ulaştırma, turizm ve altyapı gibi kilit kamu hizmetlerinin durması, halkın günlük akışını sekteye uğratmıştır. Aynı zamanda, pek çok vatandaşın federal kurumlardan alması gereken ödemelerdeki gecikmeler, tüketici nezdindeki güveni aşındırmaktadır. Tüketimdeki bu daralma, ekonomik aktivitenin yavaşlamasına neden olarak genel ekonomiye büyük bir sarsıntı vermektedir.
Geçmiş tecrübeler, bu tür bir siyasi tıkanıklığın maliyetinin yüksek olabileceğini göstermektedir; hava ve demiryolu ulaşımındaki aksaklıklar ile milli park ve müzelerin kapalı kalması, ekonomiye günlük 1 milyar dolara mal olabilir. Profesör Li Haidong, bu krizin ne zaman sonlanacağına dair öngörülerin azlığına dikkat çekmektedir. Mevcut durumda, ne Demokratların ne de Cumhuriyetçilerin yakın zamanda bir fikir birliğine varacağına dair bir işaret bulunmamaktadır. Yaklaşık 750 bin federal çalışanın ücretsiz izne ayrıldığı bu süreçte, maaş alamayan hava trafik kontrolörleri gibi temel hizmet personelindeki yetersizlik, günlük hayatın akışını doğrudan etkilemektedir; kapanmanın yedinci ve sekizinci günlerinde ülke genelinde 9 binden fazla uçuşun ertelendiği rapor edilmiştir.
İç siyasi istikrarsızlığın tırmanması, ülkenin güvenlik algısını, ekonomik gücünü ve uluslararası itibarını derinden etkileyecektir. Bu kriz, sadece bir bütçe meselesi değil, aynı zamanda sistemin işleyişine dair bir sınav olarak görülmektedir. Federal hükümetin işlevlerinin askıya alınması, Kongre'nin gerekli harcama yasalarını geçirememesinin doğrudan bir sonucudur ve temel ayrılık, kamu kaynaklarının tahsisi konusundaki derin görüş ayrılıklarından beslenmektedir.
Bu belirsizlik ortamı, piyasalarda da yankı bulmuştur; altın ons fiyatı 3.900 dolar bandını aşarak rekor seviyelere yaklaşırken, yatırımcılar güvenli limanlara yönelmiştir. Öte yandan, ekonomik verilerin akışının kesilmesi, ABD Merkez Bankası'nın (Fed) para politikasını belirleme sürecini karmaşıklaştırmaktadır. Çalışma İstatistikleri Bürosu (BLS), kapanma nedeniyle kritik verileri yayımlayamamış olsa da, Sosyal Güvenlik çeklerinin tutarını hesaplamak için gerekli olan enflasyon verisini hazırlamak üzere personelini geri çağırmıştır. Kapanmanın uzaması halinde, işsizlik oranının ekim ayında %4,6 ile %4,7 aralığına yükselebileceği tahmin edilmektedir.