Amerika Birleşik Devletleri, Rusya'ya yönelik ekonomik baskıyı artırma stratejisi kapsamında, G7 ülkelerini Hindistan ve Çin'den yapılan ithalatlara yönelik önemli gümrük vergileri uygulamaya teşvik ediyor. Bu önerilen vergilerin oranının %50 ila %100 arasında değişmesi bekleniyor. ABD yönetimi, bu teklifi 12 Eylül 2025'te yapılacak G7 maliye bakanları sanal toplantısında sunmayı planlıyor. Bu adım, Rusya'nın Ukrayna'daki savaşını finanse eden gelir akışını kesmeyi hedefliyor.
Bu girişim, ABD'nin daha önce Hindistan'a uyguladığı ve Rus petrolü alımları nedeniyle %50'ye yükselttiği gümrük vergilerinin ardından geldi. ABD ayrıca Avrupa Birliği'ni de hem Hindistan hem de Çin'e karşı benzer önlemler almaya teşvik etti. Bu potansiyel gümrük vergileri, ABD-Hindistan ilişkilerinde önemli gerilimlere yol açtı ve Hindistan, olası ekonomik sonuçlar hakkında ciddi endişelerini dile getirdi. Hindistan, bu vergilerin yaklaşık 48.2 milyar dolarlık ihracatını etkileyebileceğini ve potansiyel olarak iş kayıplarına ve ekonomik büyümede yavaşlamaya neden olabileceğini tahmin ediyor. Ekonomistler, bu vergilerin 2025-26 mali yılında Hindistan'ın GSYİH büyümesini %0.5 ila %0.6 oranında azaltabileceğini öngörüyor.
Hindistan'ın ABD'ye büyük ihracat yapan halı sektörü, mevcut vergiler nedeniyle sevkiyatları durdurmuş durumda ve ihracatçılar işlerinin tamamen çökmesinden korkuyor. ABD'nin daha geniş stratejisi, özellikle enerji sektöründe Rusya ile ticaret ilişkilerini sürdüren ülkelere ekonomik baskı uygulamayı içeriyor. ABD Hazine Bakanlığı, Hindistan ve Çin'in Rus petrolü alımlarının Rusya'nın savaş çabalarını finanse ettiğini ve Ukrayna'daki çatışmayı uzattığını belirtti.
Önerilen vergilerin, çatışma sona erdiğinde kaldırılacak geçici bir önlem olması amaçlanıyor. Yaklaşan G7 toplantısı, uluslararası toplumun bu karmaşık jeopolitik ve ekonomik konuya kolektif tepkisini belirlemede kritik bir rol oynayacak. Bu önlemlerin etkinliği, G7 uluslarının birleşik duruşuna bağlı olacak; bazı AB yetkililerinin ise potansiyel ekonomik etkiler ve misilleme önlemleri nedeniyle temkinli olduğu bildiriliyor. Durum, uluslararası diplomasi, ekonomik yaptırımlar ve küresel enerji piyasası arasındaki karmaşık dengeyi vurguluyor.
ABD yönetiminin, Başkan Donald Trump'ın iddialı ticaret politikalarıyla karakterize edilen yaklaşımı, jeopolitik sonuçları etkilemek için ekonomik araçları kullanmayı hedefliyor. Bu strateji, ekonomik önlemlerin diplomatik hedeflerle yakından iç içe geçtiği uluslararası ticaret ilişkilerinde karmaşık bir dinamik yaratmıştır. Potansiyel misilleme önlemleri ve küresel tedarik zincirleri üzerindeki etkiler, bu görüşmeler ilerledikçe önemli hususlar olmaya devam ediyor.