Yapay Zeka Hesaplamaları Yörüngeye ve Ay'a Taşınıyor: Dünya Kaynakları Üzerindeki Yükü Azaltma Stratejisi
Düzenleyen: S Света
Dünyanın önde gelen teknoloji devleri ve ulusal uzay programları, Yapay Zeka (YZ) veri işleme merkezleri (DÇM) için Dünya dışı altyapı geliştirme çalışmalarını hızlandırıyor. Bu stratejik yönelim, YZ'nin üstel hesaplama gereksinimlerinin neden olduğu, gezegenin enerji ve arazi kaynakları üzerindeki artan baskıyı hafifletmeyi amaçlıyor. Kasım 2025 itibarıyla, bu iddialı projeler, Alçak Dünya Yörüngesi (ADY) ve Ay yüzeyini kapsayacak şekilde farklı uygulama aşamalarında bulunuyor.
Google’ın öncü girişimi olan “Project Suncatcher” (Güneş Yakalayıcı Projesi), güneş enerjisiyle çalışan uydu takımlarının Güneş ile senkronize ADY’ye konuşlandırılmasını öngörüyor. Bu cihazlar, makine öğrenimi için özel olarak tasarlanmış Tensor İşlem Birimleri (TPU) ile donatılacak. Bu sayede, neredeyse kesintisiz güneş ışığından faydalanarak, karasal muadillerine kıyasla potansiyel olarak sekiz kata kadar daha fazla enerji üretebilecekler. Google, temel teknolojileri doğrulamak amacıyla, Planet şirketiyle işbirliği yaparak, 2027 yılının başlarında bir “eğitim görevi” kapsamında iki prototip uyduyu fırlatmayı planlıyor. Şirket, karasal DÇM’lerle eşdeğer bir performans sağlamak için, uydular arasında lazer optik kanallar aracılığıyla saniyede onlarca terabit veri aktarım hızına ulaşma imkanlarını araştırıyor.
Ay’da veri depolama konusunda uzmanlaşan Lonestar Data Holdings, konseptin pratik uygulanabilirliğini başarıyla gösterdi. Şirket, Şubat 2024’teki “Bağımsızlık” görevi kapsamında, ABD Bağımsızlık Bildirgesi metnini bir Ay iniş aracına başarılı bir şekilde iletti ve karşılığında Anayasa ile Haklar Bildirgesi’ni geri aldı. Lonestar, gelişimini sürdürerek, Şubat 2025’te “Özgürlük” adını verdiği DÇM kargo bölmesini Intuitive Machines şirketinin “Athena” adlı Ay aracıyla entegre etti. Bu araç, fırlatma hazırlıkları için Cape Canaveral’a teslim edildi. Uzun süreli veri saklamayı hedefleyen bu sistem, güneş enerjisini ve Ay ortamının doğal soğutma avantajlarını kullanacak.
Ulusal programlar da bu küresel yarışta ilerleme kaydediyor. Çin, 14 Mayıs 2025 tarihinde, “Üç Cisim Hesaplama Takımyıldızı” (Three-Body Computing Constellation) projesi dahilinde, Chang’e-2D roketiyle yapay zeka kontrollü 12 uydudan oluşan ilk grubu yörüngeye gönderdi. ADA Space ve Zhejiang Laboratuvarı işbirliğiyle geliştirilen bu başlangıç takımı, şimdiden saniyede 5 petaoperasyon (POPS) hesaplama gücü ve 30 terabayt yerleşik depolama kapasitesi sağlıyor. Çin’in nihai hedefi, uzayın vakumunu doğal bir soğutma sistemi olarak kullanarak, toplamda 1000 POPS gücüne ulaşacak 2800 uyduyu konuşlandırmaktır.
Blue Origin’in kurucusu Jeff Bezos gibi sektörün önde gelen vizyonerleri, ağır altyapının Dünya’dan uzağa taşınması eğilimini destekliyor; Ay’ı, sürekli güneş ışığı ve düşük yerçekimi sayesinde büyük bir potansiyel kaynağı olarak görüyorlar. 13 Kasım 2025 tarihinde New Glenn roketinin ilk aşamasını başarılı bir şekilde indiren Blue Origin, bu tür tesislerin uzayda montajı için gerekli taşıma araçlarını geliştiriyor. Bu adımlar, 2025 yılının sonuna doğru, kavramsal planlamadan mühendislik uygulamasına doğru somut bir geçişi vurguluyor ve uzay DÇM’lerinin teknolojik gelişim stratejisinin ayrılmaz bir parçası haline geldiğini gösteriyor. Ancak bu süreç, radyasyondan korunma ve veri egemenliği gibi hayati soruları da gündeme getiriyor.
Kaynaklar
The Hans India
Forbes
PR Newswire
Data Center Dynamics
Reuters
Tom's Hardware
Bu konudaki diğer haberlere göz atın:
Bir hata veya yanlışlık buldunuz mu?
Yorumlarınızı en kısa sürede değerlendireceğiz.
