ABD'den Brezilya'ya Yaptırım Tehdidi: Diplomatik Gerilim Tırmanıyor

Düzenleyen: Татьяна Гуринович

Beyaz Saray sözcüsü Karoline Leavitt, Salı günü yaptığı açıklamada, ABD Başkanı Donald Trump'ın Brezilya'ya yönelik tarifeler ve yaptırımlar uygulayabileceğini ve ifade özgürlüğünü korumak adına askeri güç kullanma seçeneğini dışlamadığını belirtti. Bu açıklama, Brezilya Yüksek Mahkemesi'nde (STF) devam eden Jair Bolsonaro'nun yargılaması bağlamında yapıldı.

Uluslararası ilişkiler ve ABD siyaseti uzmanı Carlos Poggio, bu tür açıklamaları strateji eksikliği taşıyan, aceleci ve temelsiz olarak nitelendirerek ciddiye alınmaması gerektiğini savundu. Poggio, Trump yönetiminin sıklıkla kullandığı dikkati çekmeyen ifadeler ve yerine getirilmeyen tehditler göz önüne alındığında, bu söylemlerin Brezilya ile olan diplomatik ilişkilerde bir dönüm noktası olmadığını belirtti. Uzman, Leavitt'in açıklamasının Brezilya-ABD ilişkilerinin inceliklerini tam olarak anlamadan yapılmış olabileceği yönünde görüş bildirdi ve bu tür "boş ifadelerden" kaçınılması gerektiğini vurguladı.

Brezilya Dışişleri Bakanlığı (Itamaraty), ekonomik yaptırım veya askeri tehditlerin Brezilya demokrasisine karşı kullanılmasını kınayan resmi bir açıklama yayınladı. Açıklamada, Brezilya'nın egemenliğine yönelik bu tür saldırılar karşısında Brezilya'nın güçlerinin geri adım atmayacağı teyit edildi.

Siyaset Bilimi doktoru ve araştırmacı Camila Rocha ise, bu tür söylemlerin asla boşuna söylenmediğini belirterek dikkatli olunması gerektiğini ifade etti. Rocha, Brezilya'nın stratejik kaynaklarının ABD'nin ekonomik ve siyasi çıkarlarını ilgilendiren bir anlaşmazlık noktası olabileceğini öne sürdü. İfade özgürlüğü konusundaki söylemin, aslında ABD'nin Brezilya'daki diğer çıkarlarını ilerletmek için bir araç olabileceğini belirtti.

Hukukçu ve USP Hukuk Fakültesi profesörü Pierpaolo Cruz Bottini, askeri güç tehdidini, kendi kendini demokrasi olarak tanımlayan ve güçler ayrılığı ilkesini savunan bir ülkeden gelmesi açısından "açıklanamaz" olarak nitelendirdi. Bottini, Brezilya'nın bu tür baskılara yasal olarak boyun eğme ihtimalinin bulunmadığını ve diplomatik bir çözümün şart olduğunu vurguladı.

ONG Conectas Direktörü Gabriel Sampaio, Beyaz Saray sözcüsünün ifadelerini, yargı bağımsızlığına ve Brezilya'nın egemenliğine yönelik bir saldırı girişimi olarak değerlendirdi. Sampaio, bu durumun darbe girişimleriyle bağlantılı suçların devam ettiğini ve egemenliği zayıflatma amacı taşıdığını gösterdiğini belirtti.

ONG Article 19 eş-yönetici direktörü Paulo José Lara, bu tehdidi Trump yönetiminin çok taraflılığı ve uluslararası düzeni istikrarsızlaştırmaya yönelik otoriter eylemlerinin bir adımı olarak gördüğünü söyledi. Lara, bölgeye yönelik artan tacizlerden endişe duyduğunu ve ABD'nin ifade özgürlüğü gerekçesinin, siyasi, ekonomik ve ideolojik çıkarlarını gizleyen bir örtü olduğunu sorguladı. Ayrıca, ABD'nin kendi topraklarında ifade özgürlüğü ve protesto hakkı ihlalleri nedeniyle eleştirildiğini hatırlattı.

Bu açıklamalar ve alınan tepkiler, Brezilya ile Amerika Birleşik Devletleri arasındaki diplomatik ilişkilerde, özellikle ticaret ve ulusal egemenlik konularında artan gerilimi gözler önüne seriyor. Brezilya'nın, ABD'nin bu tür müdahalelerine karşı duruşu, uluslararası arenada egemenlik ve bağımsızlık mücadelesinin bir yansıması olarak görülüyor.

Kaynaklar

  • Brasil 247

  • Folha de S. Paulo

  • ISTOÉ Independente

  • Rondônia Dinâmica

Bir hata veya yanlışlık buldunuz mu?

Yorumlarınızı en kısa sürede değerlendireceğiz.