Amerika Birleşik Devletleri, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Mısır'dan oluşan "Dörtlü" olarak bilinen grup, Sudan'daki devam eden çatışmayı sona erdirmek amacıyla kapsamlı bir barış planı açıkladı.
12 Eylül 2025'te duyurulan plan, üç aylık bir insani ateşkesle başlayacak ve ardından dokuz aylık bir geçiş dönemi öngörüyor. Bu geçiş döneminin sonunda kalıcı bir ateşkesin sağlanması ve sivil liderliğindeki bir hükümetin kurulması hedefleniyor. Bu girişim, söz konusu ülkelerin Sudan'da barış ve istikrarı yeniden tesis etme konusundaki ortak çabalarını yansıtıyor ve Sudan halkının bağımsız ve hesap verebilir bir hükümet talebiyle uyumlu.
Nisan 2023'te Sudan Silahlı Kuvvetleri (SAF) ile Hızlı Destek Güçleri (RSF) arasında başlayan çatışmalar, ülkeyi dünyanın en şiddetli insani krizlerinden birinin ortasında bıraktı. On binlerce insan hayatını kaybetti ve milyonlarca kişi yerinden edildi, bu da büyük acılara ve temel kaynakların kıtlığına yol açtı. Birleşmiş Milletler, durumu "felaket niteliğinde bir insani acil durum" olarak tanımlayarak acil uluslararası müdahale çağrısında bulundu. Ülke içinde 12 milyondan fazla kişi yerinden edilirken, milyonlarca kişi de komşu ülkelere sığınmacı olarak kaçmak zorunda kaldı. Kolera gibi hastalıkların yayılması, su ve sanitasyon hizmetlerinin çökmesiyle daha da kötüleşerek insani krizi derinleştiriyor.
Dörtlü grubun bu diplomatik girişimi, krizi hafifletmeyi ve yardım dağıtımını kolaylaştırmayı amaçlayan önceki çabaların bir devamı niteliğinde. ABD, İslamcı nüfuzunu ve bölgesel istikrarsızlığı azaltma hedefiyle Sudan Maliye Bakanı Cibril İbrahim ve orduya bağlı Baraa İbn-Malik Tugayı gibi kişi ve kuruluşlara yönelik tek taraflı yaptırımlar da uygulamıştı.
Planın başarısı, hem SAF hem de RSF'nin öneriyi kabul edip uygulamasına bağlı olacak. Geçmişte imzalanan ateşkes anlaşmalarının sıklıkla başarısız olması, çatışmanın derin köklerini ve karmaşıklığını ortaya koyuyor. Dörtlü grubun zaman çizelgelerinin uygulanmasını izleme konusundaki kararlılığı ve daha fazla görüşme için bir araya gelme istekliliği, barışı teşvik etme konusundaki kararlılıklarını gösteriyor. Uluslararası toplum, Sudan ve halkı için barışçıl bir çözüm elde etmenin kritik önemini kabul ederek bu gelişmeleri yakından takip ediyor.
Çatışmaların etkileri Sudan sınırlarının ötesine taşarak komşu ülkeler için bölgesel istikrar ve ekonomik güvenlik açısından önemli riskler oluşturuyor. Çatışan taraflara askeri destek sağlayan dış aktörlerin varlığı da çatışmayı yoğunlaştıran ve bölgeyi daha da istikrarsızlaştıran bir faktör olarak belirtiliyor. Bu kapsamlı plan, Sudan için daha umut verici bir geleceğe doğru ilerlemek adına kritik bir fırsat sunuyor.