Sırbistan'ın Novi Sad kentinde, üniversite kampüsünde binlerce kişi hükümete karşı protesto düzenleyerek acil seçim ve hesap verebilirlik talep etti. Gösteriler sırasında polis ile protestocular arasında yaşanan çatışmalarda biber gazı ve ses bombaları kullanıldı.
Protestoların fitilini, 1 Kasım 2024'te Novi Sad tren istasyonunda meydana gelen ve 16 kişinin hayatını kaybettiği çatı çökmesi faciası ateşledi. Bu trajik olayın ardından başlayan ve hükümetin yolsuzluklarını ve ihmallerini protesto eden gösteriler, ülkenin dört bir yanına yayıldı. Öğrencilerin öncülük ettiği bu hareket, kısa sürede erken seçim taleplerini de gündeme taşıdı.
Göstericiler, "Blokaj istemiyoruz, seçim istiyoruz" ve "Öğrencilerin acil talebi: Seçim çağrısı" gibi pankartlar taşıyarak, Cumhurbaşkanı Aleksandar Vučić ve iktidardaki Sırp İlerleme Partisi'ni istifaya davet etti. Felsefe Fakültesi önünde polisle göstericiler arasında yaşanan arbedede, bazı protestocuların polise şişe ve işaret fişekleri fırlattığı, polisin ise biber gazı ve ses bombalarıyla müdahale ettiği bildirildi. Bu müdahale sonucunda çok sayıda kişinin yaralandığı ve en az 42 protestocunun gözaltına alındığı belirtildi.
Sırbistan İçişleri Bakanı Ivica Dacic, protestocuların saldırganlığının planlı olduğunu ve ülkeyi kaosa sürüklemeyi amaçladığını ifade etti. Cumhurbaşkanı Vučić ise protestocuları "korkak ve sahtekar" olarak nitelendirerek, polisin görevini profesyonelce yaptığını savundu. Ancak, uluslararası gözlemciler ve insan hakları örgütleri, polisin orantısız güç kullandığına dair iddialar hakkında endişelerini dile getirerek, yetkilileri durumu yatıştırmaya çağırdı.
Bu protestolar, Sırbistan'da son yılların en büyük sivil itaatsizlik hareketlerinden biri olarak kayıtlara geçti. Hükümetin yolsuzlukla mücadeledeki yetersizliği, medya özgürlüğünün kısıtlanması ve demokratik süreçlerdeki şeffaflık eksikliği gibi konular, halkın genel hoşnutsuzluğunu artırıyor. Protestocular, sadece mevcut hükümetin değil, aynı zamanda ülkedeki demokratik yapıların güçlenmesini, insan haklarının korunmasını ve temel özgürlüklerin güvence altına alınmasını talep ediyor.
Sırbistan'daki bu gelişmeler, ülkenin siyasi geleceği ve demokratikleşme süreci açısından önemli bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor. Hükümetin halkın taleplerine nasıl yanıt vereceği ve protestoların nasıl bir evrim geçireceği ise merak konusu olmaya devam ediyor. Bu olaylar, aynı zamanda Sırbistan'ın Avrupa Birliği üyelik sürecindeki ilerlemesini de etkileyebilecek nitelikte.