Gazze Şeridi'nde 19 Ekim 2025 tarihinde yaşanan olaylar, kısa süre önce imzalanan anlaşmaların ne denli istikrarsız olduğunu gözler önüne serdi. ABD Başkanı Donald Trump'ın 10 Ekim 2025 tarihinde yürürlüğe giren ateşkes rejiminin sürdüğüne dair açıklamalarına rağmen, sahadaki durum taraflar arasındaki ciddi anlaşmazlıkları ortaya çıkardı. Gerilim, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah bölgesinde çıkan çatışmaların ardından zirveye ulaştı; bu olaylar neticesinde iki İsrailli askerin hayatını kaybetmesiyle sonuçlandı.
İsrail Savunma Kuvvetleri (İSK/ЦАХАЛ), bu olayları HAMAS tarafından yapılan doğrudan bir anlaşma ihlali olarak nitelendirdi ve buna karşılık olarak çeşitli hedeflere hava saldırıları düzenledi. Gazze'den gelen raporlara göre, bu saldırılar Filistinli nüfus arasında can kayıplarına yol açtı. Tırmanışın hemen ardından İSK, “ateşkes rejiminin uygulanmasına yeniden başlandığını” duyurdu. ABD yönetimi, Donald Trump aracılığıyla istikrar görünümünü korumaya çalıştı ve çatışmaların HAMAS'ın merkezi liderliği yerine “içeriden isyancılar” tarafından başlatılmış olabileceği varsayımında bulundu.
ABD Başkan Yardımcısı J.D. Vance, anlaşmanın uygulanmasını denetlemek üzere İsrail'i ziyaret etme niyetini doğruladı ve barış sürecinin kaçınılmaz olarak “iniş çıkışlarla” ilerleyeceğini, ancak nihayetinde uzun vadeli huzura yol açacağını belirtti. Ancak, karşılıklı güvensizlik tablosu, her iki taraftan gelen ihlal verileriyle daha da kötüleşiyor. Gazze Medya Ofisi, 10 Ekim 2025 tarihinden bu yana İsrail'in 47 ihlal gerçekleştirdiğini, bu ihlaller sonucunda 38 Filistinlinin yaşamını yitirdiğini ve 143 kişinin yaralandığını bildirdi.
Ayrıca, Filistin'in Birleşmiş Milletler Daimi Temsilciliği, daha önce 19 Mart 2025 tarihinde, çatışmanın başlangıcından bu yana 1000'den fazla İsrail ihlali kaydettiğini açıklamıştı. Bu veriler, bölgedeki kırılganlığın sadece son olaylarla sınırlı olmadığını gösteriyor. Öte yandan, HAMAS ve askeri kanadı El-Kassam Tugayları, Refah'taki çatışmalardan kendilerini uzak tutarak, ateşkese bağlılıklarını ilan etti ve bölgedeki gruplarla Mart ayından bu yana iletişimlerinin kesildiğini iddia etti.
Bu gelişmelerin ortasında, İsrail medyası, HAMAS'ın sözde ateşkes ihlaline atıfta bulunarak, Refah Sınır Kapısı üzerinden yapılan insani yardım akışının bir sonraki duyuruya kadar geçici olarak durdurulduğunu bildirdi. Mısır, Türkiye ve Katar arabuluculuğunda 13 Ekim 2025 tarihinde Şarm el-Şeyh'te imzalanan anlaşma, uluslararası istikrar güçlerinin oluşturulması da dahil olmak üzere Gazze Şeridi'nin geleceğine dair temel esasları belirliyordu. Ancak analistler, daha ilk haftalarda bu anlaşmanın önemli boşluklar içerdiğini ve uygulamasında ciddi aksaklıklar yaşandığını belirtiyor.
19 Ekim olayları, dış anlaşmaların yalnızca iç süreçlerin bir yansıması olabileceği ve acil dikkat gerektiren konuları işaret ettiği konusunda keskin bir hatırlatıcı işlevi görüyor. Bölgedeki barışın gerçek anlamda sürdürülebilirliği, tarafların odağı anlık çatışmalardan, mevcut olayları yorumlamadaki farklılıklara rağmen, her türlü etkileşimin temelini oluşturan ortak zemin arayışına kaydırma yeteneğine bağlı olacaktır.