Ağustos ayının 12'sini 13'üne bağlayan gece, ABD Doğu Yakası sakinleri gökyüzünde olağan dışı ışıkların belirmesiyle şaşkınlık yaşadı. Sosyal medyada hızla yayılan ve Wu-Tang Clan logosuna benzetilen bu titreyen beyaz şekil, uzaylılar, gelişmiş drone teknolojileri veya roket fırlatmaları gibi çeşitli spekülasyonlara yol açtı. Franklin Enstitüsü baş astronomu Derrick Pitts, bu olayın ardındaki bilimsel açıklamayı sunarak gözlemlenen ışıkların, aynı zaman diliminde gerçekleşen iki roket fırlatmasından kaynaklandığını belirtti.
İlk fırlatma, 12 Ağustos'ta Fransız Guyanası'ndaki Kourou uzay üssünden saat 20:37'de gerçekleşen Ariane 6 roketiydi. Bu görevle, Dünya'nın yaklaşık 800 mil üzerindeki kutupsal yörüngeye Metop-SGA1 meteoroloji uydusu başarıyla yerleştirildi. Metop-SGA1, küresel hava durumu ve iklim gözlemlerini iyileştirmek üzere tasarlanmış yeni nesil bir Avrupa uydusudur. Yaklaşık 20 dakika sonra, saat 20:56'da, Birleşik Fırlatma İttifakı'nın (ULA) Vulcan roketi Florida'daki Cape Canaveral Uzay Kuvvetleri İstasyonu'ndan havalandı. USSF-106 olarak adlandırılan bu görev, Vulcan roketiyle gerçekleştirilen ilk ulusal güvenlik uzay fırlatmasıydı ve navigasyon teknolojisi uydusu NTS-3'ü taşıyordu. NTS-3, navigasyon ve zamanlama sinyallerini karıştırma ve aldatmaya karşı daha dayanıklı hale getirmeyi amaçlamaktadır. Pitts, her iki roketin de Atlantik Okyanusu üzerinden geçen uçuş rotaları nedeniyle Doğu Yakası'ndan görülebilecek kadar yakın olduklarını açıkladı. Bu tür görüntüler Kuzeydoğu Amerika Birleşik Devletleri'nde nadir görülse de, Florida ve Batı Yakası gibi bölgeler daha sık roket fırlatmalarına alışkındır.
Bu iki eş zamanlı roket fırlatması, uzay keşfi ve ulusal güvenlik alanlarında önemli ilerlemeleri temsil etmektedir. Ariane 6'nın Metop-SGA1 uydusuyla gerçekleştirdiği fırlatma, Avrupa'nın hava durumu tahmin yeteneklerini güçlendirirken, ULA'nın Vulcan roketiyle gerçekleştirdiği USSF-106 görevi, ABD'nin uzaydaki stratejik yeteneklerini artırmada kritik bir rol oynamaktadır. Metop-SGA1 gibi ileri nesil meteoroloji uyduları, hava durumu modellerini iyileştirerek ve iklim değişikliğiyle mücadeleye katkıda bulunarak gelecekteki hava durumu tahminlerinin doğruluğunu artırma potansiyeline sahiptir. Bu fırlatmalar, gökyüzündeki bu büyüleyici gösterinin ardında yatan bilimsel ve teknolojik gelişmeleri de gözler önüne sermektedir.