Uzun yıllardır kalp sağlığı endişeleri nedeniyle kaçınılması tavsiye edilen tam yağlı sütün besin değeri ve sağlık üzerindeki etkileri konusunda yapılan yeni araştırmalar, daha dengeli bir bakış açısı sunuyor. Geçmişte doymuş yağ içeriği nedeniyle eleştirilen tam yağlı süt, son çalışmalarla birlikte beslenme düzenindeki genel dengenin önemini bir kez daha ortaya koyuyor.
Önceki tavsiyeler genellikle sütü tam yağlı ve az yağlı olarak ayırarak, yağsız veya az yağlı seçenekleri ön plana çıkarıyordu. Ancak güncel araştırmalar, sütteki yağ içeriğinden ziyade, kalorilerin yerine neyin konulduğunun daha kritik olduğunu gösteriyor. Bazı araştırmalar, tam yağlı süt tüketenlerde obezite riskinin daha düşük olduğunu ve kilo kontrolüne yardımcı olabileceğini öne sürüyor. Hatta tam yağlı süt içen çocukların, az yağlı süt içenlere göre daha az obezite riski taşıdığına dair bulgular da mevcut. Tam yağlı sütün kalp-damar hastalıklarını artırmadığı, hatta bazı metabolik faydalar sağladığı da belirtiliyor.
Tam yağlı sütün, kalp hastalığı, tip 2 diyabet ve obezite gibi kronik hastalıkların riskini azaltabileceğine dair kanıtlar artıyor. Bazı çalışmalar, tam yağlı süt tüketiminin metabolik sendrom riskini düşürebileceğini ve hatta kilo yönetimine destek olabileceğini öne sürüyor. Sütte bulunan yağ asitlerinin, iltihabı azaltma ve hücresel onarımı destekleme gibi faydaları olabileceği de belirtiliyor. Özellikle otla beslenen hayvanlardan elde edilen tam yağlı süt, daha yüksek oranda omega-3 yağ asitleri ve konjuge linoleik asit (CLA) içerebilir; bu bileşenlerin kalp sağlığını koruyucu etkileri olduğu düşünülüyor.
Bununla birlikte, tam yağlı sütün yüksek kalori ve doymuş yağ içeriğinin herkes için uygun olmayabileceği de unutulmamalıdır. Beslenme uzmanları, genel diyet kalitesinin ve bireysel sağlık durumunun, süt tüketimi kararında önemli rol oynadığını vurguluyor. Ultra işlenmiş gıdalardaki doymuş yağların aksine, tam yağlı süt gibi bütün gıdalardan alınan doymuş yağların sağlık üzerindeki etkisinin farklı olabileceği düşünülüyor. Sonuç olarak, tam yağlı süt konusundaki tartışma, beslenme alışkanlıklarının bütüncül bir yaklaşımla ele alınması gerektiğini gösteriyor. Tek bir gıda maddesinden ziyade, genel beslenme örüntüsü, bireyin sağlık hedefleri ve yaşam tarzı, süt tercihlerini belirlemede daha belirleyici faktörler olarak öne çıkıyor. Fermente süt ürünleri ve bitkisel protein kaynakları gibi alternatiflerin de dengeli bir diyetin parçası olarak değerlendirilmesi, sağlık açısından daha kapsamlı faydalar sunabilir.