Güney Karayipler'de Venezuela'dan ayrılan ve uyuşturucu taşıdığı iddia edilen bir gemiye ABD ordusu tarafından ölümcül bir saldırı gerçekleştirildi. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, operasyonun ABD Başkanı Donald Trump'ın talimatıyla yapıldığını doğrulayarak, geminin "terör örgütü olarak tanımlanmış bir uyuşturucu karteli" tarafından kullanıldığını belirtti.
Bu gelişme, ABD ve Venezuela arasındaki tansiyonu daha da yükseltirken, operasyonun bir parçası olarak ABD, bölgedeki deniz varlığını artırdı. ABD Donanması'na ait yedi savaş gemisi ve bir denizaltı, Karayipler'in güneyine konuşlandırıldı. Bu kapsamda USS San Antonio, USS Iwo Jima ve USS Fort Lauderdale gibi gemilerin yanı sıra nükleer güçle çalışan bir saldırı denizaltısı ve 4.500'den fazla personelin görev yaptığı bildirildi. Ayrıca, istihbarat toplama amacıyla P-8 gözetleme uçakları da kullanılıyor.
Venezuela Devlet Başkanı Nicolás Maduro, ABD'nin bu adımına sert tepki göstererek, Venezuela'ya yönelik bir "askeri terör saldırısı" olduğunu iddia etti. Maduro, ülkesindeki asker konuşlandırmalarını artırdığını ve milis gücü katılımlarını çağırdığını duyurdu. ABD'nin uyuşturucu kaçakçılığı suçlamalarını, kendi hükümetini istikrarsızlaştırma çabası olarak nitelendiren Maduro, ABD'nin Venezuela'da kara operasyonu yapma niyetinin olmadığını belirtti.
ABD'nin bu hamlesi, Latin Amerika'daki uyuşturucu kartelleriyle mücadele stratejisinin bir parçası olarak görülüyor. Ancak Venezuela, ABD'nin bu operasyonları petrol rezervlerini ele geçirme ve rejim değişikliği yaratma amacı taşıdığı yönünde suçlamalarda bulunuyor. Birleşmiş Milletler verilerine göre, Kolombiya'da üretilen yasadışı uyuşturucunun yalnızca küçük bir kısmı Venezuela üzerinden geçiyor ve ABD'nin uyuşturucuyla mücadele raporlarında Venezuela'ya dair güncel veri bulunmuyor. Bu durum, operasyonun ardındaki motivasyonlar hakkında farklı yorumlara yol açıyor.