Yellowstone Ulusal Parkı'nın altında, daha önce bilinmeyen dört büyük magma odacığı elektromanyetik görüntüleme teknolojisiyle haritalandırıldı. Yaklaşık 4 ila 11 kilometre derinlikte yer alan bu odacıkların büyük ölçüde patlayıcı püskürmelere neden olabilen riyolitik magmadan oluştuğu belirtiliyor. Bu keşifler arasında, yaklaşık 1.3 milyon yıl önce gerçekleşen Mesa Falls patlamasıyla hacimsel olarak karşılaştırılabilecek bir magma cebi de bulunuyor. Bilim insanları, özellikle kalderanın kuzeydoğu bölgesinde, daha derinlerdeki bazaltik magmanın yüzeye daha yakın riyolitik magmayla etkileşimini gözlemliyor; bu durum volkanik aktiviteyi potansiyel olarak artırabilecek bir faktör olarak değerlendiriliyor.
Araştırmacılar yakın bir gelecekte büyük bir patlama beklemediklerini vurgularken, volkanik sistemlerin on yıllar içinde değişebileceğinin farkında olduklarını belirtiyorlar. Yellowstone, geçmişte küresel iklim üzerinde önemli etkilere sahip olmuş üç büyük patlama geçirmiştir. Son büyük patlama yaklaşık 640.000 yıl önce, en son lav akıntısı ise yaklaşık 70.000 yıl önce meydana gelmiştir. Yeni araştırmalar, magma odacıklarının batı kısmında azaldığını ve riyolitik magmanın kuzeydoğuya doğru kaydığını gösteriyor. Bu kayma, bölgedeki volkanik aktivitenin zamanla kuzeydoğuya doğru yoğunlaşabileceğine işaret ediyor.
Bilim insanları, bu riyolitik odacıkların Yellowstone'un jeotermal özelliklerini besleyen ısı kaynağı olduğunu belirtiyor. Mevcut halleriyle büyük bir patlama riski taşımadıklarını ekleyen araştırmacılar, magma odacıklarındaki sıvılaşma oranının %20'nin altında olmasının yakın gelecekteki patlama olasılığını düşürdüğünü ifade ediyor. Öte yandan, bazaltik magmanın daha derinlerden gelerek riyolitik magmayı ısıtması, bu bölgede gelecekte daha fazla riyolitik magma oluşumunu tetikleyebilir. Bu durum, kuzeydoğu sektöründe gelecekteki volkanik olayların odak noktası olabileceği fikrini güçlendiriyor.
Yellowstone'un tek bir merkezi püskürme noktası yerine, birbirine bağlı birden fazla potansiyel enerji kaynağına sahip olabileceği belirtiliyor. Bu karmaşık yapı, volkanik aktivitenin modellenmesini zorlaştırırken, bölgenin dinamik bir yapıya sahip olduğunu gösteriyor.