Helsinki, Finlandiya, kentsel yeşil alanlarının yönetiminde verimliliği artırmak ve çevresel maliyetleri düşürmek amacıyla yapay zeka (AI) ve uzaktan algılama teknolojilerinden faydalanıyor. 2024 yazında başlatılan pilot proje, şehrin park ve yeşil alanlarının yönetimini optimize etmek için uydu verilerini ve yapay zekayı bir araya getiriyor. Bu yenilikçi yaklaşım, şehrin sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmasına yardımcı olmayı amaçlıyor.
Uygulama, üç ana alana odaklanıyor: çim sağlığının uydu görüntüleri aracılığıyla izlenerek gereksiz biçme işlemlerinin önüne geçilmesi, yerel bitki örtüsünü tehdit eden ve istilacı bir tür olan "lupin" gibi türlerin belirlenmesi ve kaynak kullanımını optimize etmek için geçmiş verilere dayalı gübreleme rehberliği sağlanması. Bu teknolojik yöntem, doğrudan müdahale gerektirmeden sorunların tespit edilmesini sağlıyor. Pilot çalışmada yer alan, geniş ve ağaçsız parklar, bitki örtüsü büyümesinin analiz edilmesini ve istilacı bitkilerin tespit edilmesini kolaylaştırdı. Teknik ekip, "Lupinlerin doğru zamanda ve doğru yerde kontrol altına alınması, yok etme çabalarının verimliliğini artırıyor" açıklamasında bulundu.
Metropolia Uygulamalı Bilimler Üniversitesi, saha ölçümleriyle verileri doğrulayarak sistemin doğruluğunu geliştirmeye ve rapor sıklığı ile veri teslimatındaki gecikmeler gibi sorunları ele almaya yardımcı oldu. Bu iş birliği, kararların güncel bilgilere dayanmasını sağlayarak, örneğin aşırı büyümüş çimlerin geç kesilmesi gibi durumları önlüyor. Bu proje, Helsinki'nin yeşil alanlarını daha akıllı ve verimli bir şekilde yönetme konusundaki kararlılığını gösteriyor.
Forum Virium Helsinki'nin de desteklediği bu girişim, Avrupa Birliği tarafından finanse edilen PilotGreen projesinin ve SPOTTED projesinin de dahil olduğu daha geniş Avrupa çabalarının bir parçası olarak yürütülüyor. Bu tür teknolojilerin kullanımı, tarımda gübreleme aralıklarını belirlemek için kullanılan yöntemlere benzerlik gösteriyor ve kentsel peyzaj yönetimine yeni bir boyut katıyor. Helsinki'nin bu teknolojik adımı, şehirlerin doğal alanlarını korurken aynı zamanda operasyonel verimliliği artırma potansiyelini ortaya koyuyor. Bu, aynı zamanda, istilacı türlerin kontrol altına alınmasında erken tespitin önemini de vurguluyor; örneğin, lupinlerin yayılmasını engellemek için doğru zamanlamanın kritik olduğu belirtiliyor. Bu tür projelere verilen destek, şehirlerin daha yeşil ve yaşanabilir hale gelmesi için teknolojik yeniliklerin benimsenmesinin önemini gösteriyor.