Orta ve Güney Amerika'ya özgü meraklı memeliler olan tilki kuyruklu rakunlar (coati'ler), Meksika'nın popüler tatil bölgelerinde giderek daha sık görülerek insanlarla yeni etkileşimlere yol açıyor. Rakun ailesinin akrabaları olan bu canlılar, genellikle 'band' adı verilen sosyal gruplar halinde yaşarlar ve diyetlerinde meyveleri önceliklendiren hepçillerdir. Meksika'nın Riviera Maya gibi bölgelerinde, özellikle White-nosed coati türü yaygındır ve bu türün bazen 14 bireye varan gruplar halinde görüldüğü rapor ediliyor.
2025 yılına ait gözlemler, coati'lerin insan varlığına adapte olduğunu ve yiyecek arayışıyla otel odalarına girmeye başladığını gösteriyor. Bu durum, tatilciler arasında hem merak hem de endişe kaynağı oluyor. Bu sevimli görünümlü yaratıklar, yiyecek bulma konusunda oldukça ısrarcı ve zeki olabiliyor; bazı ziyaretçiler, onların masalara atlayıp ellerinden yiyecek çaldığını belirtiyor.
Uzmanlar, coati'lerin vahşi ve öngörülemez doğaları nedeniyle aradaki mesafenin korunması gerektiğini vurguluyor. Yiyecek bulma dürtüsüyle hareket eden bu hayvanlar, çöp kutularını veya dışarıdaki eşyaları dağıtabilirler. Genellikle gündüzcül (diurnal) olan bu memeliler, uzun, ince ve halkalı kuyruklarını havada tutarak gruplar halinde birbirlerini takip etme eğilimindedirler.
Tatil köylerindeki yiyecek kaynaklarına alışmaları, coati'leri doğal beslenme döngülerinden uzaklaştırabilir. Bu nedenle, ziyaretçilere hayvanları beslemekten kesinlikle kaçınmaları tavsiye ediliyor; bu, onların insanlara bağımlı hale gelmesini ve potansiyel olarak saldırganlaşmasını önlemek için kritik bir adımdır. Yiyeceklerin güvenli bir şekilde saklanması ve kapıların kapalı tutulması, istenmeyen vahşi yaşam girişlerini engellemek için temel öneriler arasında yer alıyor.
Bu artan etkileşimler, bölgenin doğal yapısının bir yansıması olarak da değerlendirilebilir; zira birçok tatil tesisi, coati'lerin kendi doğal yaşam alanlarında dolaştığı ormanlık alanların içine inşa edilmiş durumda. Cozumel adasındaki coati popülasyonlarının tarihsel olarak daha büyük gruplar halinde görüldüğü, ancak günümüzde daha az sayıda oldukları bilgisi, ekosistemdeki değişimlerin bir işareti olarak yorumlanabilir. Her bir karşılaşma, doğanın sınırlarını ve bu sınırlara olan saygımızı yeniden gözden geçirmemiz için bir davet sunuyor.