Evcil kedilerin kendine özgü ve özerk yapısı, bir insanı 'gözdesi' olarak seçme konusunda belirgin bir seçicilik sergilemelerine neden olur. Köpeklerin aksine, kediler bir insanla kurdukları bağı; karşılıklı güven, öngörülebilir yaşam ritüelleri ve duygusal/fiziksel ihtiyaçlarının tutarlı bir şekilde karşılanması temelinde inşa ederler. Bu seçim süreci, yüzeysel etkileşimlerin ötesinde, daha derin bir uyumun yansımasıdır.
Bir kedinin güvenini kazanmanın ilk adımı, onun bağımsızlık alanına gösterilen saygıdan geçer. Kediler, zorla yapılan fiziksel temastan kaçınır; bu durum stres yaratıp güveni zedeleyebilir. Bu nedenle, onların ince beden dilini doğru okuyabilmek ve kendilerini güvende hissettikleri bir ortam sunmak, bağın temelini sağlamlaştırır. Ayrıca iletişimde ses tonu kritik bir öneme sahiptir; yüksek ve ani sesler yerine yumuşak ve sakin bir ton kullanmak, kedinin kendini daha emniyette hissetmesini sağlayarak o kişiyi daha çekici kılar. Araştırmalar, kadınların genellikle daha sakin ses tonları ve daha narin hareketleri sebebiyle kediler tarafından daha sık tercih edilebildiğini göstermektedir.
Kedilerle bağ kurmanın en etkili yollarından biri, temas için ilk hamlenin onlardan gelmesini beklemektir; bu, onların kendi ritimlerinde ilerlemelerine olanak tanır. Kedilerle günde birkaç kez, yaklaşık onar dakikalık kaliteli oyun seansları düzenlemek de aradaki bağı güçlendiren önemli bir adımdır. Kediler, kendilerini en güvende hissettikleri kişiye karşı belirgin işaretler sergilerler. Örneğin, bir kedinin en derin uykusunu sizin yakınınızda alması, o kişiyi bir koruyucu olarak gördüğünün en güçlü göstergesidir. Yavruluk dönemini anımsatan yoğurma hareketi, derin bir memnuniyet ve o kişiyi annelik güvenliğiyle ilişkilendirdiğini belirtir. Yüz feromonlarını sürtünerek (bunting/rubbing) sizi kendi güvenli sosyal grubuna dahil etmesi de bir sahiplenme eylemidir.
Bilimsel çalışmalar, kedilerin de bakıcılarına karşı köpekler ve bebeklerde gözlemlenen bağlanma stillerini sergileyebileceğini ortaya koymuştur. Oregon Eyalet Üniversitesi'ndeki araştırmacılar, yavrular üzerinde yaptıkları deneylerde, kedilerin yaklaşık %65'inin sahibi odada yokken stresli, sahibi geri döndüğünde ise rahatlama gösteren bir 'güvenli bağlanma' stili sergilediğini belirlemiştir. Bu bulgular, kedilerin sosyal algılarının daha önce hafife alınmış olabileceğini düşündürmektedir. Öte yandan, bazı uzmanlar bu araştırmalarda kedilerin sadece genel bir insan varlığına tepki vermiş olabileceği gibi alternatif bağlanma tiplerinin de göz önünde bulundurulması gerektiğini belirtmiştir.
Kedinin sevgi kokusunu alarak bağ kurduğu ve hayvan seven insanlarda oksitosin hormonunun salgılandığı da gözlemlenmiştir. Bu karşılıklı etkileşim, kedinin yalnızlık hissiyle başa çıkmada bir çözüm arayan insanlara da psikolojik destek sağlayarak, her iki taraf için de tatmin edici bir düzen oluşturur. Kedilerle kurulan bu özel ilişki, bireyin kendi içindeki huzur ve değerlilik hissini güçlendiren bir yansıma alanı sunar.