İngiltere'nin Wiltshire bölgesinde yer alan Studley Grange Farm Park'ta, alışılagelmiş türler arası sınırları zorlayan dikkat çekici bir olay meydana geldi. Burada dünyaya gelen minyatür bir keçi yavrusu olan Lil, doğumunda son derece güçsüzdü. Bu hassas durumu yüzünden, annesi onu kabul etmeyi reddetti. Yeni doğan bu canlının hayatı tehlikeye girince, derhal yoğun ve özel bir bakıma ihtiyaç duyuldu.
Tam da bu hayati dönemeçte, iki Border Collie cinsi köpek, Luna ve Nya, devreye girerek beklenmedik bir şekilde koruyucu ebeveynlik görevini üstlendi. Köpekler, bu küçücük hayvanı sanki kendi yavrularıymış gibi büyük bir özenle yalayarak temizledi ve onu tehlikelerden korudu. Bu şaşırtıcı türler arası benimseme davranışı, acil bir destek gereksinimi karşısında ortaya çıkan derin bir şefkat ve empati kapasitesinin kanıtı oldu.
Aradan geçen beş aylık sürenin ardından, Lil sadece hayatta kalmayı başarmakla kalmadı; aynı zamanda kendisini yetiştirenlerin tavırlarını benimseyerek çiftlik yaşamına tamamen uyum sağladı. Çiftlik yöneticisi Julia Stewart, Lil'in davranışlarında Border Collie'lere olan şaşırtıcı benzerliğine dikkat çekiyor. Hatta bu minik keçi, çoban köpeklerinin koyunları gütme hareketlerini taklit ederek, adeta bir çoban köpeği gibi davranmaya çalışıyor. Stewart, genç hayvanlarda görülen bu taklit etme eğiliminin, çevresinden öğrenmenin doğal bir yolu olduğunu belirtiyor.
Lil örneği, çevresel faktörlerin, yerleşik davranış biçimlerini değiştiren güçlü bir katalizör işlevi görebileceğini gözler önüne seriyor. Bu keçi, kendi türünün katı biyolojik programlarını izlemek yerine, etrafındaki baskın davranış modellerini benimseyerek uyum yoluyla huzuru yakaladı. Bu durum, hayvanların temel bir şefkat ve ait olma gereksinimi karşısında, “kendi türü” ile “öteki” arasındaki ayrımı kaldırma konusundaki olağanüstü yeteneklerini bir kez daha kanıtlamaktadır.