Ağustos 2025 itibarıyla ABD hisse senedi piyasası, özellikle büyük teknoloji şirketlerinin gösterdiği olağanüstü performansla birlikte rekor seviyelere ulaştı. S&P 500 endeksi yılbaşından bu yana yaklaşık %10, Nasdaq Bileşik Endeksi ise yaklaşık %12 oranında yükseliş kaydetti. Bu yükselişte, S&P 500'ün piyasa değerinin %20'sinden fazlasını oluşturan Microsoft, Apple ve Nvidia gibi dev teknoloji firmalarının payı büyük. Ancak bu durum, piyasanın birkaç büyük şirkete olan bağımlılığına dair endişeleri de beraberinde getiriyor.
Federal Rezerv Başkanı Jerome Powell, 22 Ağustos 2025'te Jackson Hole Sempozyumu'nda yaptığı konuşmada, ekonomik risklerdeki değişimleri kabul ederek potansiyel bir faiz indirimi sinyali verdi. Powell'ın bu açıklaması, yatırımcıların ilgisini çekerken hisse senedi piyasalarında ek bir yükselişe neden oldu. Piyasa analistleri, bu olası faiz indirimlerinin, özellikle teknoloji ve yapay zeka odaklı şirketler için olumlu bir gelişme olacağını öngörüyor.
Piyasanın mevcut yüksek değerlemeleri, dot-com balonu ve 1929 öncesi döneme benzer endişeleri yeniden gündeme getiriyor. Bazı uzmanlar, mevcut piyasa değerlemelerinin sürdürülebilirliği konusunda temkinli bir yaklaşım sergiliyor. Shiller Fiyat/Kazanç (CAPE) oranı, 1999 dot-com balonunun zirvesine yakın seviyelerde seyrederken, Warren Buffett Göstergesi olarak da bilinen piyasa değeri/GSYİH oranı %207 gibi rekor bir seviyeye ulaşmış durumda. Bu göstergeler, piyasanın genel olarak aşırı değerlendiğine işaret ediyor.
Yapay zeka alanında öncü rol oynayan Nvidia gibi şirketlerin finansal sonuçları, piyasanın gelecekteki yönünü belirlemede kritik bir öneme sahip. Şirketin güçlü bir finansal rapor sunması, teknoloji sektöründeki yükselişin devamına katkı sağlayabilirken, beklentilerin altında kalacak bir rapor piyasada bir düzeltme riskini artırabilir. Analistler, Nvidia'nın gelir görünümünün, yapay zeka yatırımlarının piyasa için ne kadar hayati olduğunu teyit edeceğini belirtiyor.
Powell'ın faiz indirimlerine yönelik sinyalleri piyasada genel bir iyimserlik yaratsa da, yatırımcılar siyasi belirsizlikler ve küresel ekonomik gelişmeler gibi faktörleri de yakından takip ediyor. Federal Rezerv'in bağımsızlığına yönelik siyasi baskılar ve ticaret politikalarındaki gelişmeler, piyasa duyarlılığını etkileyebilecek diğer önemli unsurlar olarak öne çıkıyor. Bu karmaşık ekonomik ve siyasi ortamda, yatırımcıların dikkatli ve dengeli bir strateji izlemesi büyük önem taşıyor.