2025 yılı, küresel lüks sektörü için on yıllık büyüme döneminin ardından önemli bir dönüm noktası olarak görülüyor. LVMH ve Kering gibi sektörün önde gelen oyuncuları, küresel talebin yavaşlaması, jeopolitik gerilimler ve hızla değişen tüketici alışkanlıkları nedeniyle gelirlerinde ve kârlılıklarında düşüşler bildiriyor. Bu durum, sektörün 2008 finansal krizi ve pandemi etkileri dışında en ciddi daralmasını yaşadığı bir döneme işaret ediyor.
LVMH Grubu, bünyesinde Louis Vuitton ve Dior gibi markaları barındırırken, 2025 yılının ilk yarısında gelirlerinde %4'lük bir düşüşle 39,8 milyar Euro'ya geriledi. Grubun net kârı %22, faaliyet kârı ise %15 oranında azaldı. Özellikle grubun gelirlerinin neredeyse yarısını oluşturan moda ve deri ürünleri bölümü, %8'lik bir düşüş kaydetti. Bu düşüşler, markaların fiyat artışları ve stok fazlasını outlet mağazalarda eritme eğiliminin, tüketiciler nezdinde markaların özgünlüğünü yitirerek kitlesel pazarlama araçlarına dönüşmesi riskini artırdığına işaret ediyor.
Kering Grubu ise Gucci ve Yves Saint Laurent gibi markaların sahibi olarak, 2025 yılının ilk çeyreğinde gelirlerinde %14'lük bir düşüşle 3,9 milyar Euro'ya ulaştı. Gucci'nin satışları ise karşılaştırılabilir bazda %25 azalarak 1,57 milyar Euro'ya indi. Sektör genelinde küresel satışların bu yıl %2-5 arasında daralması bekleniyor.
Çin pazarında lüks harcamaların %75'inin yerel olacağı öngörülürken, markaların sadık müşterilere odaklanması, kişiselleştirilmiş deneyimler sunması ve fiyat artışlarını kaliteyle gerekçelendirmesi büyük önem taşıyor. Genç tüketicilerin değerlere ve deneyimlere verdiği önem artarken, markaların bu yeni nesille otantik ilişkiler kurması, iletişim kanallarını çeşitlendirmesi ve bireysel yüksek harcama yapan müşterilere olan bağımlılığını azaltması gerekiyor. 2025'te lüks sektöründe sürdürülebilirlik, teknoloji entegrasyonu (yapay zeka ve AR/VR gibi) ve kişiselleştirilmiş deneyimler ön plana çıkıyor. Bu dinamikler, sektörün gelecekteki stratejilerini belirleyecek temel unsurlar olarak görülüyor.