Kedilerin İnsan Konuşmasını Algılamasının Gizemli Yönleri: Bilimsel Bulgular

Düzenleyen: Екатерина С.

Evcil kediler, genellikle kendi dünyalarına dalmış, bağımsız ve kayıtsız gibi görünseler de, insanlardan gelen sözel sinyalleri yakalama konusunda şaşırtıcı bir yetenek sergiledikleri bilimsel çalışmalarla kanıtlanmıştır. Tam bir dilbilimsel kavrayışa, yani cümle yapısını veya soyut kavramları anlamaya sahip olmasalar bile, güncel bilimsel veriler bu sevimli dostlarımızın yirmi ila kırk arasında değişen sayıda insan kelimesini tanımlayabildiğini ve bağlamla ilişkilendirebildiğini doğrulamaktadır. Bu etkileyici beceri, ince bir çağrışımsal öğrenme süreci sayesinde gelişir. Bu süreçte, örneğin "gel buraya" gibi belirli bir ses, sahibinin kucağına oturmak veya lezzetli bir ödül almak gibi somut bir eylem veya sonuçla sıkıca pekiştirilir. Bu sürekli tekrarlar, ses ile sonucu zihinlerinde ayrılmaz bir şekilde eşleştirmelerini sağlar.

Kedilerin işitsel algısının karmaşıklığı, özellikle Paris'teki Nanterre Üniversitesi'nden bilim insanları tarafından yürütülen son araştırmalarla daha da netleşmiştir. Bu araştırmalar, kedilerin sadece sesleri değil, aynı zamanda sesin kime yönelik olduğunu da ayırt edebildiğini göstermiştir. Çalışmalar, hayvanların doğrudan kendilerine yöneltilen hitaplar ile odadaki diğer insanlar arasında geçen genel sohbetleri başarıyla ayırt edebildiğini ortaya koymuştur. Daha da önemlisi, kediler yabancıların seslerine kıyasla kendi sahiplerinin sesine belirgin şekilde farklı tepkiler vermektedir. Bu bulgu, kedinin temel bakıcısının sesiyle sadece tanışıklık değil, aynı zamanda derin duygusal ve bağlamsal bağlar kurduğuna işaret etmektedir. Sahibi konuştuğunda gösterdikleri artan dikkat ve tepki, bu sesin onlar için özel bir anlam taşıdığını ve güven, beslenme veya oyun gibi önemli kavramlarla ilişkilendirildiğini kanıtlar niteliktedir.

Bu sözsüz iletişimde, kelimelerin kendisinden çok, sesin iletilme şekli yani tonlama, kilit bir rol oynamaktadır. Yüksek perdeden, yumuşak ve neşeli bir ses tonu, bu bağımsız yaratıkların dikkatini neredeyse her zaman çekmeyi başarmaktadır, zira kediler insan sesindeki duygusal nüanslara karşı olağanüstü derecede hassastırlar. Bu hassasiyet, onların hayatta kalma ve sosyal etkileşim stratejilerinin bir parçasıdır. Japonya'daki Azabu Üniversitesi'nde uzmanlar tarafından yürütülen ve insan bebekleri için uyarlanmış öğrenme metodolojilerini kullanan çarpıcı araştırmalar, kedilerin öğrenme hızının şaşırtıcı boyutlarda olduğunu göstermiştir. Bu araştırmalar, kedilerin uydurma kelimeler ile görsel imgeler arasındaki çağrışımları sadece iki adet dokuz saniyelik seansta öğrenebildiğini ortaya koymuştur. Bu inanılmaz öğrenme hızı, 14 aylık bebeklerin aynı görevi tamamlama süresinden bile daha kısadır.

Azabu Üniversitesi'ndeki deneyler, kedilerin bilişsel kapasitesini ölçmek için dikkatlice tasarlanmıştır. Hayvanlara, "keraru" veya "parumo" gibi daha önce hiç duymadıkları takma kelimeler eşliğinde, ekranda hızla değişen görseller gösterildi. Kediler, görsel ile işitsel uyaran arasındaki beklenen bağlantı bozulduğunda, yani görselle eşleşmeyen uygunsuz kelimeyi duyduklarında, bakışlarını %33 daha uzun süre tuttular. Bu uzun bakış süresi, öğrenilen bağlantının ihlaline karşı gösterilen şaşkınlık ve edinilen bilginin zihinde sağlam bir şekilde sabitlendiğinin açık bir işaretiydi. Özellikle dikkat çekici olan nokta, bu karmaşık çağrışımsal öğrenmenin, yiyecek veya fiziksel temas gibi doğrudan bir ödül olmadan gerçekleşmesidir. Bu durum, kedilerin sadece şartlanmış tepkiler vermekten ziyade, çevrelerindeki dilsel ipuçlarını ve nesneleri aktif olarak işlediklerini ve gözlem yoluyla öğrenmeye yönelik doğuştan gelen güçlü bir yeteneğe sahip olduklarını kanıtlar.

Evcil hayvanımızla aramızdaki bu benzersiz karşılıklı anlayışı ve iletişimi daha da güçlendirmek için sahiplerin tutarlı bir yaklaşım benimsemesi hayati önem taşımaktadır. Örneğin, "akşam yemeği" veya "oyun zamanı" gibi belirli bir ritüeli belirtmek için her zaman aynı kelimenin kullanılması ve bu sözel işaretin hemen ardından okşama, sevgi dolu bir ses tonu veya ödül maması gibi olumlu bir deneyimle pekiştirilmesi şarttır. Günlük etkileşimler çerçevesindeki sabır ve düzenli uygulama, hayvanın sesli işaretleri kendi dünya görüşüne daha derinlemesine entegre etmesini sağlar. Bu sayede, insan ve evcil hayvan arasındaki genel uyum ve rezonans artırılarak daha zengin ve anlamlı bir ilişki kurulabilir.

Kaynaklar

  • 20 minutos

  • ¿Los gatos entienden cuando les hablas? - ¡La ciencia responde!

  • Tu gato sabe que le estás hablando, pero ¿lo entiende?

  • Tus gatos entienden algunas órdenes pero no todas

Bir hata veya yanlışlık buldunuz mu?

Yorumlarınızı en kısa sürede değerlendireceğiz.