NATO'nun Mali Disiplin Sınavı: İspanya'ya Yönelik Savunma Harcaması Uyarısı ve Uluslararası Yankıları

Düzenleyen: S Света

Kuzey Atlantik Antlaşması Teşkilatı (NATO), son dönemde ittifak içi mali yükümlülükler konusunda ciddi bir gerilim hattıyla karşı karşıya kaldı. Bu gerilimin merkezinde, ABD Başkanı Donald Trump'ın, İspanya'nın savunma harcamalarındaki yetersizliğe dair yaptığı sert eleştiriler ve olası yaptırım tehditleri bulunuyor. Olaylar, ABD Başkanı Trump'ın Beyaz Saray'da Finlandiya Cumhurbaşkanı Alexander Stubb ile yaptığı görüşme sırasında sarf ettiği dikkat çekici açıklamalarla alevlendi.

Trump, Haziran 2025'te Lahey'de düzenlenen NATO Zirvesi'nde 32 üye ülkenin, savunma harcamalarını Gayri Safi Yurt İçi Hasıla'nın (GSYİH) yüzde 2'sinden yüzde 5'ine çıkarma konusunda mutabık kaldığını öne sürdü. Trump, bu hedefin gerçekleşmesinde geciken taraf olarak gördüğü İspanya'yı özellikle hedef alarak, Madrid yönetiminin bu taahhüde yanaşmamasını "korkunç" olarak nitelendirdi ve ülkenin NATO'dan çıkarılması ihtimalini dahi gündeme getirdi. İttifak içindeki bu yeni harcama çerçevesi, NATO Genel Sekreteri Mark Rutte'nin önerisiyle şekilleniyor; buna göre müttefiklerin GSYİH'lerinin en az yüzde 3,5'ini doğrudan askeri harcamalara, kalan yüzde 1,5'lik kısmını ise siber güvenlik, askeri altyapı ve hibrit tehditlere karşı hazırlık gibi dolaylı kalemlere ayırması öngörülüyor. Bu genişletilmiş yüzde 5'lik yükümlülük, özellikle Rusya tehdidi karşısında kolektif savunmayı güçlendirme amacı taşıyor.

NATO verilerine göre İspanya, 2024 yılında GSYİH'sinin yalnızca yüzde 1,28'ini savunmaya ayırarak ittifakın en düşük harcama yapan ülkelerinden biri konumundaydı. İspanya Başbakanı Pedro Sánchez ise bu talebe karşı net bir duruş sergiledi. Sánchez, ülkesinin mevcut savunma bütçesinin "yeterli, gerçekçi ve ülkenin refah devleti yapısıyla uyumlu" olduğunu belirtti. Sanchez, yüzde 5'lik hedefin kabul edilmesi durumunda 2035'e kadar savunma için ek 300 milyar Euro'ya ihtiyaç duyulacağını ve bunun sağlık ile eğitim gibi temel sosyal harcamalardan kesinti gerektireceğini savundu. İspanya, bu nedenle zirve bildirisinde yüzde 5 hedefinin isteğe bağlı hale getirilmesi veya kendilerinin bu kapsamdan muaf tutulması yönünde esnek bir formül talep etti. İspanya'nın bu konudaki kararlılığı, Başbakan Sánchez'in daha önce GSYİH'nin yüzde 2,1'ini savunmaya ayırma taahhüdüyle de örtüşüyor.

Trump'ın baskısı sadece diplomatik uyarılarla sınırlı kalmadı. ABD Başkanı, İspanya'nın bu tutumunu "bedava gezme" olarak yorumlayarak, ülkeyle yürütülen ticaret müzakereleri üzerinden tehditler savurdu. Trump, İspanya'nın ekonomisinin iyi durumda olduğunu belirterek, ödeme yapmayan tek ülke olmaları halinde gümrük vergilerini iki katına çıkarabileceğini ima etti. Bu ticaret tehdidine karşılık, İspanya Ekonomi Bakanı Carlos Cuerpo, ticaret ilişkilerinin Avrupa Birliği (AB) Komisyonu aracılığıyla yürütüldüğünü hatırlatarak, ABD'nin muhatabının AB olması gerektiğini vurguladı. Bu olaylar silsilesi, ittifak üyeleri arasındaki finansal sorumluluk algısının ne kadar farklılaştığını ve kolektif güvenlik adına atılan her adımın, ulusal bütçe öncelikleriyle nasıl bir çatışma alanı oluşturduğunu gözler önüne seriyor. İttifakın birlik mesajı verme çabası, İspanya'nın kendi refah modeli önceliği ile dış baskılar arasındaki bu gerilimle sınanıyor.

Kaynaklar

  • Gândul

  • Al Jazeera

  • CNBC

  • The Washington Post

Bir hata veya yanlışlık buldunuz mu?

Yorumlarınızı en kısa sürede değerlendireceğiz.