7 Ekim 2025, İsrail ile Gazze arasındaki yıkıcı çatışmanın başlamasının ikinci yıldönümünü işaret ederken, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Guterres bölgede acil ateşkes ve kalıcı barış çağrısında bulundu. Guterres, tüm kurbanları anarak, İsraillilerin ve Filistinlilerin güvenlik ve onur içinde bir arada yaşayabileceği adil bir barış için BM'nin kararlılığını yineledi. Bu kritik dönemde, Amerika Birleşik Devletleri eski Başkanı Donald Trump, Gazze'deki çatışmayı sona erdirmeye yönelik kapsamlı bir barış planı sundu. 29 Eylül 2025 tarihinde sunulan Trump'ın önerisi, askerden arındırılmış bir bölge oluşturulması, askeri altyapının yok edilmesi ve bölge sakinleri için yeniden yapılanma ile ekonomik kalkınmanın teşvik edilmesini içeriyor. Plan ayrıca sınır güvenliği ve gelecekteki tehditleri önlemeye yönelik tedbirleri de kapsıyor. Bu teklif uluslararası toplumda dikkatle karşılandı; bazı liderler desteklerini belirtirken, diğerleri uygulama detayları ve uluslararası hukuki sonuçları hakkında endişelerini dile getirdi. İsrail, Washington'ın önerisine onay verdi. Trump'ın planı, birçok ülke tarafından olumlu karşılandı. Türkiye, Mısır, Katar, Ürdün, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Endonezya, Pakistan, Çin, Rusya, Fransa, Almanya, İtalya, İspanya, Birleşik Krallık ve Avustralya gibi ülkeler planı desteklediklerini veya barış çabalarına katkıda bulunma istekliliklerini belirttiler.
Planın detayları arasında, Hamas'ın elindeki rehinelerin serbest bırakılması karşılığında belirli sayıda Filistinli mahkumun serbest bırakılması yer alıyor. Bu takasın 72 saat içinde gerçekleşmesi öngörülüyor. Plan ayrıca, Hamas'ın tüm silahlarını bırakmasını ve yönetimde yer almaması gerektiğini vurguluyor. Gazze'nin, uluslararası denetim altında teknokratlardan oluşacak geçici bir Filistinli komite tarafından yönetilmesi ve yeniden inşa edilmesi de planın önemli maddeleri arasında bulunuyor. Bu geçici yönetimin, uluslararası istikrar güçleri tarafından denetleneceği belirtiliyor. Plan, aynı zamanda Gazze'ye yönelik insani yardımların kesintisiz ulaştırılmasını ve Refah Sınır Kapısı'nın yeniden açılmasını da içeriyor.
Hamas, ABD'nin barış planına yanıt vererek, belirli şartlarla rehineleri serbest bırakmaya hazır olduğunu bildirdi. Hamas, Gazze'nin teknokratlar tarafından yönetilmesine razı olduğunu ancak silah bırakma konusuna dair bir açıklama yapmadı. Bu durum, Donald Trump bu yanıtı olumlu değerlendirdi ve İsrail'den bombardımanı durdurmasını istedi. Ancak ateşkesin uygulanıp uygulanmayacağı konusundaki belirsizlik devam ediyor. Uluslararası toplum, planın uygulanmasına ilişkin detaylar ve Hamas'ın silahsızlandırılması gibi konuların müzakere edilmesi gereken hassas noktalar olduğunu belirtiyor. Trump, Ortadoğu'da kapsamlı barışa ulaşmayı ve ardından Ukrayna'daki çatışmayı çözmeyi amaçladığını belirtti.
BM Genel Sekreteri Guterres'in çağrısı ve Trump'ın barış planı, bölgedeki mevcut insani krizi ve uzun süredir devam eden çatışmayı sona erdirme potansiyeli taşıyor. Planın detayları ve uluslararası toplumun desteğiyle, bölgede daha istikrarlı ve barışçıl bir geleceğe doğru ilerleme kaydedilmesi hedefleniyor. Bu süreçte, uluslararası hukukun ve insan haklarının tam olarak gözetilmesi büyük önem taşıyor. Gazze'deki durum, uluslararası toplumun kolektif çabalarıyla çözüme kavuşturulabilecek karmaşık bir tabloyu yansıtıyor. 7 Ekim olaylarının ikinci yıldönümü, yas etkinlikleriyle de anıldı. Londra'daki Trafalgar Meydanı'nda binlerce Yahudi, Hamas saldırısının kurbanlarını anmak için toplandı. İsrail Savunma Bakanlığı, savaşın başlangıcından bu yana ülkenin güvenlik güçlerindeki kayıpların 1152 kişi olduğunu açıkladı.