Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde (BMGK) 18 Eylül 2025 tarihinde oylanan Gazze'de acil, koşulsuz ve kalıcı ateşkes ile insani yardımların engelsiz erişimini talep eden karar tasarısı, ABD'nin veto yetkisini kullanmasıyla kabul edilmedi. ABD'nin BM Temsilci Yardımcısı Morgan Ortagus, tasarının Hamas'ı kınamada yetersiz kaldığını ve İsrail'in kendini savunma hakkını tanımadığını belirterek kararın veto edildiğini açıkladı. Ortagus, tasarının Hamas'ın yanlış anlatılarını meşrulaştırdığını ve Gazze'deki insani durumla ilgili Entegre Gıda Güvenliği Aşama Sınıflandırması'nın (IPC) kıtlık (famine) ilanını "kusurlu" olarak nitelendirdi. Bu veto, ABD'nin İsrail-Hamas çatışmasının başlamasından bu yana Gazze'de ateşkes çağrısı yapan benzer kararları altıncı kez engellemesi oldu.
Karar tasarısı ayrıca, Hamas ve diğer gruplar tarafından tutulan tüm rehinelerin serbest bırakılmasını ve Gazze'ye insani yardım girişindeki kısıtlamaların kaldırılmasını da talep ediyordu. Danimarka'nın BM Temsilcisi Christina Markus Lassen, Gazze'deki insani durumun "vahametini" vurgulayarak, Gazze'de kıtlığın "teyit edilmiş bir gerçeklik" olduğunu ve koşullar devam ederse açlığın daha da kötüleşeceğini belirtti.
7 Ekim 2023'te Hamas'ın İsrail'e yönelik saldırısıyla başlayan çatışmalarda, İsrail kaynaklarına göre 1.200 kişi öldürüldü ve 251 rehine alındı. Yerel sağlık yetkilileri ise Gazze'de çatışmaların başladığı tarihten bu yana 65.000'den fazla Filistinlinin hayatını kaybettiğini bildirdi. ABD'nin bu kararı, uluslararası toplumda tepkilere yol açarken, bazı ülkeler ABD'nin İsrail'e verdiği diplomatik desteği eleştirdi. BM raporlarına göre, İsrail'in Gazze'deki eylemleri "soykırım" olarak nitelendirilerek uluslararası hukukun ihlali olarak değerlendiriliyor.
ABD'nin Orta Doğu politikası, bölgedeki petrol kaynaklarının kontrolü, İsrail'in güvenliği ve bölgesel istikrarın sağlanması gibi temel unsurlara dayanmaktadır. 7 Ekim 2023'teki Hamas saldırısının, Suudi Arabistan ile İsrail arasındaki normalleşme sürecini sabote etme amacı taşıdığına dair belgeler de ortaya çıkmıştır. Başbakan Binyamin Netanyahu'nun 29 Eylül'de BM Genel Kurulu'na hitap etmesi ve ABD Başkanı Donald Trump ile Washington'da görüşmesi planlanmaktadır. Bu gelişmeler, Gazze'deki insani krizin derinleştiği ve uluslararası diplomasinin zorlu bir süreçten geçtiği bir dönemde yaşanmaktadır.