Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Ukrayna ile barış görüşmelerine ilişkin Rusya'nın temel şartlarını açıkladı. Bu şartlar arasında Ukrayna'nın tarafsızlığını koruması ve herhangi bir askeri bloğa dahil olmaması yer alıyor. Lavrov, bu tarafsızlığın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) daimi üyeleri başta olmak üzere bir grup ülke tarafından güvence altına alınmasını talep etti. Rusya'nın Ukrayna'nın NATO üyeliğine kesinlikle karşı çıktığı bir kez daha vurgulandı.
Bu gelişmeler, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenski arasında yapılması planlanan bir zirvenin gerçekleşme olasılığının düşük olduğunu gösteriyor. Lavrov, Putin'in Zelenski ile bir araya gelmeye hazır olduğunu ancak bunun için öncelikle üzerinde çalışılmış ve hazırlanmış bir gündemin olması gerektiğini belirtti. Mevcut durumda böyle bir gündemin bulunmadığını ifade eden Lavrov, liderler zirvesinin yakın gelecekte gerçekleşmesinin pek olası görünmediğini dile getirdi. Ukrayna'nın savaş sonrası güvenlik garantileri ve Rusya'nın toprak bütünlüğü konusundaki talepleri gibi çözülmemiş temel meseleler, iki lider arasındaki doğrudan diyaloğun önündeki en büyük engeller olarak duruyor.
Bu diplomatik çıkmaz sürerken, Amerika Birleşik Devletleri'nde eski Başkan Donald Trump'ın Ukrayna barış çabalarına yönelik yaklaşımı da dikkat çekiyor. Trump, Rusya ile Ukrayna arasındaki çatışmanın çözümünde ilerleme kaydedilmemesi durumunda Rusya'ya yönelik "önemli" yaptırımlar uygulama seçeneğini değerlendirdiğini açıkladı. Trump, iki hafta içinde bu konuda bir karar vereceğini ve bu kararın büyük yaptırımlar, büyük tarifeler veya her ikisini birden içerebileceğini belirtti. Trump, Ukrayna'daki bir Amerikan fabrikasına yönelik Rus saldırısından duyduğu memnuniyetsizliği de dile getirdi. Bu durum, ABD'nin Ukrayna krizine yönelik politikasında potansiyel bir değişikliğe işaret ediyor olabilir.
Rusya'nın barış şartları, Ukrayna'nın NATO üyeliği konusundaki hassasiyeti ve Rusya'nın toprak talepleri gibi konular, mevcut durumda barış görüşmelerinin karmaşıklığını gözler önüne seriyor. Lavrov'un Batılı ülkeleri barış görüşmelerini engellemekle suçlaması ve Ukrayna'nın Zelenski'nin sürekli şartlar koşarak acil bir toplantı talep etmesini eleştirmesi, diplomatik süreçteki gerilimi artırıyor. Öte yandan, Ukrayna da Rusya'yı toplantıdan kaçınmakla suçluyor. Bu karşılıklı suçlamalar ve çözülmemiş temel meseleler, yakın vadede bir zirvenin gerçekleşme ihtimalini zayıflatıyor. Trump'ın olası yaptırım tehdidi ise Moskova üzerinde ek bir baskı unsuru oluşturma potansiyeli taşıyor.