6 Eylül 2025 tarihinde Kızıldeniz'de meydana gelen deniz altı kablo kesintileri, Asya ve Orta Doğu'nun büyük bir bölümünde internet erişimini olumsuz etkiledi. Bu olay, küresel dijital altyapısının hassasiyetini ve bölgesel jeopolitik durumların etkilerini bir kez daha gözler önüne serdi.
Kesintiler, Güney Doğu Asya-Orta Doğu-Batı Avrupa 4 (SMW4) ve Hindistan-Orta Doğu-Batı Avrupa (IMEWE) gibi kritik deniz altı kablo sistemlerini etkiledi. Bu kablolar, Avrupa, Asya ve Afrika arasındaki veri trafiğinin önemli bir kısmını taşıyor ve küresel internetin yaklaşık %17'sini bu bölgeden sağlıyor. Kesintiler sonucunda Hindistan, Pakistan ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelerde internet hızlarında düşüşler ve bağlantı sorunları yaşandı.
Microsoft gibi teknoloji şirketleri, Azure bulut hizmetlerinde gecikmeler yaşandığını bildirdi ve trafiği alternatif rotalara yönlendirme çabalarına başladı. Bu tür deniz altı kablo kesintilerinin maliyetinin saatlik milyonlarca doları bulabileceği belirtiliyor. Uluslararası Kablo Koruma Komitesi (ICPC) tahminlerine göre, bu kesintiler küresel finansal piyasaları ve genel ekonomiyi olumsuz etkileyebiliyor.
Tarihsel olarak, deniz altı kablolarına verilen zararların gemi çapaları, doğal afetler veya kasıtlı eylemler gibi çeşitli nedenlerden kaynaklandığı biliniyor. Şubat 2024'te Kızıldeniz'de meydana gelen benzer bir olayda, Yemen'deki Husi militanlarının bu tür saldırılarla ilişkilendirilmesi ancak grubun sorumluluğu reddetmesi dikkat çekmişti. Bu son olayda da Husi militanlarının adı geçse de, resmi bir açıklama henüz yapılmadı.
Kabloların onarımı genellikle haftalarca sürebilir ve özel gemiler ile uzman ekipler gerektirir. Bu durum, kesintilerin uzun sürmesi ve ekonomik etkilerinin artması anlamına geliyor. Bu tür olaylar, küresel iletişimin ne kadar hassas bir denge üzerine kurulu olduğunu ve kritik altyapıların korunmasının önemini vurguluyor.