Yemen'in başkenti Sana'da, İran destekli Husi milisleri tarafından Birleşmiş Milletler'e (BM) bağlı Dünya Gıda Programı (WFP), Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve UNICEF ofislerine eş zamanlı baskınlar düzenlenerek en az 11 BM çalışanı gözaltına alındı.
Bu olaylar, Husilerin Başbakanı Ahmed el-Rahavi'nin 28 Ağustos 2025'te İsrail tarafından gerçekleştirilen bir hava saldırısında hayatını kaybetmesinin hemen ardından yaşandı. Husi yetkilileri, gözaltıların ve ofislere yönelik müdahalelerin, Başbakan'ın öldürülmesine bir yanıt olduğunu belirtti.
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, bu kabul edilemez eylemleri şiddetle kınayarak, gözaltına alınan tüm personelin derhal ve koşulsuz serbest bırakılması çağrısında bulundu. Dünya Gıda Programı (WFP) ve UNICEF, Sana'daki ofislerinde yaşanan durumu doğrularken, Avrupa Birliği ve BM Yemen Özel Temsilcisi Hans Grundberg de olayları kınayarak personelin güvenliğinin sağlanması ve serbest bırakılması yönündeki taleplerini yineledi.
Yemen, on yılı aşkın süredir devam eden iç savaş ve bölgesel gerilimler nedeniyle dünyanın en ağır insani krizlerinden birini yaşamaktadır. BM verilerine göre, nüfusun yarısından fazlası, yani 18 milyondan fazla insan, acil insani yardım ve koruma hizmetlerine muhtaç durumdadır. Husilerin uluslararası kuruluşlara yönelik bu tür baskıları, bölgedeki istikrarsızlığın ve insani yardım çalışanlarının karşılaştığı risklerin boyutunu gözler önüne sermektedir.
Daha önce de güvenlik endişeleri nedeniyle BM'nin operasyonlarını askıya aldığı durumlar yaşanmıştır. Bu tür baskınlar ve keyfi gözaltılar, zaten kırılgan bir zeminde faaliyet gösteren insani yardım kuruluşlarının çalışmalarını sekteye uğratarak, yardıma muhtaç milyonlarca insanın durumunu daha da ağırlaştırma potansiyeli taşımaktadır.