Gazze Şehrinde İsrail Kara Harekatı: Rehineler ve Uluslararası Diplomasi Endişeleri

Düzenleyen: S Света

İsrail ordusu, 15 Eylül 2025 tarihinde Gazze Şehri'ne yönelik kapsamlı bir kara harekatı başlattı. Yoğun hava saldırıları ve tankların şehre girişiyle birlikte, operasyonun Hamas'ı etkisiz hale getirme amacı taşıdığı belirtiliyor. Bu durum, şehirde bulunan rehinelerin güvenliği konusunda ciddi endişelere yol açarken, uluslararası alanda da diplomatik çabalara neden oluyor. Operasyon öncesinde, İsrail ordusunun Hamas'ın kullandığı binaları vurduğu bildirildi. Filistin kaynakları, İsrail tanklarının şehre girdiğini doğrularken, bu harekatın son iki yıldaki en büyük çaplı operasyonlardan biri olduğu ifade ediliyor. İsrailli yetkililer de bu bilgileri teyit etti.

Haftalar süren hazırlıklar kapsamında bölgedeki binalarda yoğun yıkımlar yaşandı. Sivil halka defalarca tahliye çağrısı yapılmasına rağmen, önemli sayıda kişi şehirde kalmayı tercih etti. Yaklaşık 1 milyon sivilin tahliyesi istense de, 300 bin kadarının bölgeden ayrıldığı, ancak hala yaklaşık 700 bin kişinin Gazze Şehri'nde bulunduğu tahmin ediliyor. Hamas'ın elinde hala 48 rehinenin bulunduğu ve bunlardan yaklaşık 20'sinin hayatta olduğu düşünülüyor. Rehine aileleri, Gazze Şehri'ne yönelik saldırıların, rehineler için bir ölüm fermanı anlamına gelebileceği endişesini taşıyor ve bu gecenin rehineler için son gece olabileceği uyarısında bulunuyor.

ABD Başkanı Donald Trump, Hamas'ın eylemlerini bir insanlık zulmü olarak nitelendirerek, tüm rehinelerin derhal serbest bırakılmasını talep etti. Trump ayrıca, Hamas'ın rehineleri canlı kalkan olarak kullanma hazırlığında olduğuna dair haberleri de gündeme getirdi. Bu iddialara karşılık Hamas, Trump'ın açıklamalarının siyonist propagandanın bir yansıması olduğunu savunarak, İsrail'in Gazze'deki eylemlerini ve sivil kayıplarını görmezden geldiğini belirtti. Hamas, rehinelerin kaderinden İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'yu sorumlu tuttu ve Gazze Şehri'ne yönelik yıkım kampanyasının rehinelerin hayatını tehlikeye attığını vurguladı.

Uluslararası alanda ise durumun hassasiyeti göz önüne alınarak diplomatik girişimler sürüyor. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile görüşmesi, krizin uluslararası boyutunu gözler önüne seriyor. Arap ve İslam ülkelerinin liderlerinin de bu gelişmeleri yakından takip etmesi, bölgedeki jeopolitik gerilimin altını çiziyor. Türkiye gibi ülkeler de bölgedeki gerilimin tırmanmasını önlemek ve sivillerin korunması amacıyla aktif diplomasi yürütüyor. Bu bağlamda, Türkiye'nin çatışmaların durdurulması ve kalıcı bir çözüm bulunması için uluslararası toplumu harekete geçirme çabaları devam ediyor.

Kaynaklar

  • Bild

  • The Washington Post

  • Al Jazeera

  • UPI

Bir hata veya yanlışlık buldunuz mu?

Yorumlarınızı en kısa sürede değerlendireceğiz.