Sarah Ferguson, York Düşesi'nin, finansör Jeffrey Epstein'e 2011 yılında yazdığı ve onu "sarsılmaz, cömert ve yüce bir dost" olarak tanımladığı bir e-posta, kamuoyunda yeniden tartışmalara yol açtı. Bu durum, Düşes'in aynı yıl içinde Epstein'i kamuoyu önünde kınamasıyla çelişiyor ve birçok hayır kurumu ile olan bağlarının koparılmasına neden oldu.
Julia's House adlı çocuk hastanesi, Düşes'in hamiliği görevine devam etmesinin uygunsuz olduğuna karar vererek sponsorluğunu sonlandıran kuruluşlardan biri oldu. Teenage Cancer Trust ve Prevent Breast Cancer gibi diğer önemli kuruluşlar da benzer şekilde Ferguson ile olan ilişkilerini sona erdirdiler. Teenage Cancer Trust ile Düşes'in 35 yıllık bir geçmişi bulunuyordu.
Ferguson'un sözcüsü, söz konusu e-postanın Epstein'in, Düşes aleyhine karalama davası açma tehdidinde bulunmasının ardından, yasal tavsiye üzerine gönderildiğini belirtti. Sözcü, Ferguson'un Epstein'i kınadığını ve geçmişteki bağlantılarından duyduğu pişmanlığı yineledi. Bu olay, Ferguson'un Epstein ile olan bağlarına yönelik incelemeleri artırırken, onun ağına bağlı kişilerin karşılaştığı zorlukları da gözler önüne seriyor.
Bu gelişmenin ardından, hayır kurumlarının bağış kabul etme politikaları ve tanınmış kişilerin kamuoyundaki itibarlarının bu kuruluşlar üzerindeki etkisi yeniden gündeme geldi. Hayırseverlik alanındaki uzmanlar, bu tür durumların, kurumların bağışçılarıyla ilişkilerini yönetirken ne kadar dikkatli olmaları gerektiğini gösterdiğini belirtiyor. Özellikle, Epstein gibi tartışmalı figürlerle ilişkilendirilen bağışların, kurumların güvenilirliğini ve kamuoyu nezdindeki algısını nasıl olumsuz etkileyebileceği üzerine duruluyor.
Epstein'in üniversitelere ve çeşitli vakıflara yaptığı milyonlarca dolarlık bağışların, onun itibarına bir örtü çektiği ve bu kurumların etik sorumluluklarını sorgulattığı da belirtiliyor. Bu durum, hayır kurumlarının sadece finansal değil, aynı zamanda ahlaki bir duruş sergilemesinin önemini vurguluyor. Ferguson'un sözcüsü, e-postanın Epstein'in yasal tehditlerini savuşturmak amacıyla gönderildiğini açıklasa da, bu durumun hayır kurumları üzerindeki etkisi kaçınılmaz oldu. Kurumlar, kamuoyunun hassasiyetini ve bağışçılarla olan ilişkilerinde şeffaflık beklentisini göz önünde bulundurarak bu kararları aldılar. Bu olay, tanınmış kişilerin geçmiş bağlantılarının, destekledikleri kurumlar için ne denli ciddi sonuçlar doğurabileceğini bir kez daha göstermiştir. Ferguson'un bu durumdan duyduğu üzüntü ve pişmanlık dile getirilse de, hayır kurumlarının kararlılığı, bu tür hassas konularda taviz vermeyeceklerini ortaya koyuyor.