Stella McCartney, 1 Ekim 2025'te Paris Moda Haftası'nda tanıttığı İlkbahar/Yaz 2026 koleksiyonuyla sürdürülebilirlik alanındaki öncü rolünü pekiştirdi. Defile, "Come Together" adıyla çevreye duyarlı materyaller ve yenilikçi uygulamalarla yüksek modanın estetiğini bir araya getirerek sorumlu lüks anlayışına yeni bir boyut kazandırdı.
Etkinlik, The Beatles'ın "Come Together" şarkısını okuyan usta oyuncu Dame Helen Mirren'ın etkileyici performansıyla başladı. Bu sanatsal tercih, McCartney'nin çevresel bilince ve kişisel mirasına olan bağlılığını vurgularken, moda endüstrisinin daha geniş toplumsal ve çevresel sorumluluklar taşıması gerektiği mesajını güçlendirdi.
Koleksiyondaki en dikkat çekici yenilikler arasında, geleneksel tüylere bitki bazlı bir alternatif sunan FEVVERS ve hava kirleticilerini emme özelliğine sahip PURE.TECH kumaşı yer aldı. FEVVERS, hayvan refahına zarar vermeden tüy görünümü ve hareketini sağlarken, PURE.TECH kumaşı giyildiği anda havayı temizleme potansiyeliyle modanın çevresel sorunlara çözüm sunabileceğini gösterdi. Bu materyaller, moda aracılığıyla çevresel sorunlarla mücadelede ileri görüşlü bir yaklaşımı temsil ediyor.
Koleksiyonun tasarımları, omuzdan düşmeli takımlar ve bol kesim trençkotlardan zarif pileli elbiselere kadar geniş bir silüet yelpazesini kapsıyordu. Aksesuarlar arasında heykelsi topuklu sandaletler, boks botları ve yeni vegan Ryder çantası öne çıktı. Bu tasarımlar, estetik çekiciliği etik değerlerle birleştirme çabasını yansıtıyordu. Koleksiyonun %98'inin sürdürülebilir ve %100'ünün hayvanlar üzerinde deney yapılmamış materyallerden oluşması, McCartney'nin sürdürülebilirlik taahhüdünü açıkça ortaya koydu.
Defile, aynı zamanda bir savunuculuk platformu işlevi gördü. Helen Mirren tarafından okunan "Save What You Love" manifestosu, katılımcıları moda seçimlerinin çevresel etkileri üzerine düşünmeye ve sektörde değişimi teşvik etmeye davet etti. Bu manifesto, bireylerin bilinçli seçimlerle daha sürdürülebilir bir gelecek inşa etme gücüne sahip olduğunu hatırlattı.