Paris Moda Haftası, 29 Eylül - 7 Ekim 2025 tarihleri arasında İlkbahar/Yaz 2026 koleksiyonlarını sergilemek üzere kapılarını açıyor. Etkinlikte 110'dan fazla moda evi yer alacak ve sektörün önde gelen isimleri yeni trendlere yön verecek. Bu sezon, moda takviminde önemli değişiklikler yaşanıyor; Jonathan Anderson, Dior Kadın koleksiyonuyla 1 Ekim'de, Pierpaolo Piccioli ise Balenciaga için 4 Ekim'de ilk defilelerine çıkacak. Matthieu Blazy'nin Chanel'deki ilk koleksiyonu ise 6 Ekim'de sunulacak. Bu büyük tasarımcıların yanı sıra, Ganni, Julie Kegels ve Façon Jacmin gibi yükselen markaların da resmi takvime dahil olması, Paris Moda Haftası'nın hem köklü mirası hem de yenilikçi yetenekleri kucaklayan evrimini gösteriyor.
Sektör, özellikle lüks segmentte, ekonomik belirsizliklerin ortasında büyüme stratejilerini yeniden şekillendiriyor. McKinsey raporlarına göre, küresel moda endüstrisinin 2025'te düşük tek haneli rakamlarda istikrarlı bir büyüme göstermesi bekleniyor. Tüketici harcamalarındaki belirsizlikler ve enflasyonist baskılar, markaları daha değer odaklı stratejiler geliştirmeye itiyor. Tüketicilerin %75'inden fazlasının daha uygun fiyatlı alternatiflere yönelmesi, sektörün bu alana odaklanmasını gerektiriyor. McKinsey'nin "The State of Fashion 2025" raporu, sektör liderlerinin sadece %20'sinin 2025'te tüketici duyarlılığında bir iyileşme beklediğini, yüksek enflasyon, jeopolitik gerilimler ve demografik değişimleri ana endişeler olarak belirttiğini ortaya koyuyor. Bu durum, sektörün temkinli bir iyimserlik içinde olduğunu gösteriyor.
Bu zorlu ekonomik iklimde bile, yapay zeka (AI) gibi teknolojik yenilikler ve sürdürülebilirlik odaklı yaklaşımlar, markalar için önemli fırsatlar sunuyor. Yapay zeka destekli ürün kürasyonu, kişiselleştirilmiş alışveriş deneyimleri ve sürdürülebilir üretim yöntemleri, sektörün geleceğini şekillendirecek unsurlar olarak öne çıkıyor. AI, tasarım süreçlerini hızlandırmak, trendleri gerçek zamanlı olarak tahmin etmek ve tedarik zincirlerini optimize etmek için kullanılıyor. Sürdürülebilirlik alanında ise geri dönüştürülmüş malzemeler, biyolojik olarak parçalanabilen kumaşlar ve şeffaf tedarik zincirleri ön plana çıkıyor. Bu gelişmeler, moda endüstrisinin hem çevresel etkisini azaltma hem de tüketici taleplerine daha iyi yanıt verme çabalarını yansıtıyor.
Sokak modası da podyumlar kadar ilgi çekici olmaya devam ediyor. 2026 İlkbahar/Yaz sezonunda, spor giyim ve sokak kültürü arasındaki sınırların bulanıklaştığı görülüyor. Futbol formaları, kargo şortlar ve lüks aksesuarların bir arada kullanıldığı rahat ve fonksiyonel silüetler ön planda. Bu, modanın sadece bir giyim biçimi olmaktan öte, kişisel ifade ve yaşam tarzı yansıması haline geldiğini gösteriyor. Paris Moda Haftası, bu sezon sadece trendleri belirlemekle kalmayacak, aynı zamanda moda endüstrisinin karşılaştığı zorluklara ve sunduğu yenilikçi çözümlere de ışık tutacak.