Moda Dünyasında Yeni Dönem: Erişilebilirlik ve Kapsayıcılık Öne Çıkıyor

Düzenleyen: Екатерина С.

Moda dünyası, "Beden Kapsayıcı Tasarım" anlayışıyla önemli bir dönüşüm geçirerek her bedene, boyuta ve yaşam tarzına uygun tasarımlar sunuyor. Bu yaklaşım, sadece beden ölçülerinin çeşitliliğini değil, insan vücudunun tüm farklılıklarını kucaklamayı hedefliyor. Vücut pozitifliği akımının etkisiyle güçlenen bu değişim, katı güzellik standartlarını sorgulayarak herkes için erişilebilir bir moda anlayışını destekliyor.

Bu kapsayıcı yaklaşımın en somut örneklerinden biri, engelli bireyler için özel olarak geliştirilen "adaptif moda"dır. Tarihsel olarak, adaptif moda hareketi 1950'lerde Helen Cookman gibi öncülerle başlamış, engelli bireylerin bağımsızlığını desteklemek için giysiler tasarlamışlardır. Avrupa'da 130 milyondan fazla insanın engellilikle yaşaması, ve dünya genelinde yaklaşık 1,3 milyar insanın engellilikle yaşadığı tahmin edilirken, adaptif giyimin hem işlevsellik hem de stil ihtiyacını karşılamasının önemini vurguluyor. Nike ve Adidas gibi büyük markalar adaptif ayakkabı ve spor giyim ürünleri sunarken, Zalando'nun Ottobock ile yaptığı iş birliği, protez ve tekerlekli sandalye kullanıcıları için özel koleksiyonlar ortaya çıkardı. Tommy Hilfiger Adaptive, 2016 yılından bu yana mıknatıslı kapanışlar ve tekerlekli sandalye dostu kesimler içeren koleksiyonuyla bu alanda öncü bir rol üstlenmiştir. IZ Adaptive gibi öncü markaların yanı sıra, Auf Augenhöhe ve Unhidden gibi yükselen markalar da şık ve etik çözümler geliştirerek sektöre katkıda bulunuyor. Unhidden'ın kurucusu Victoria Jenkins, Primark ile yaptığı iş birlikleriyle çeşitli kategorilerde adaptif koleksiyonlar sunarak kapsayıcılık savunucusu haline gelmiştir.

Adaptif giysiler, giyinme ve soyunma süreçlerini kolaylaştıran özel tasarım öğeleriyle engelli bireylerin bağımsızlığını artırıyor. Cırt cırtlı bantlar, mıknatıslı düğmeler ve kolay erişimli fermuarlar gibi özellikler, bireylerin yardıma ihtiyaç duymadan giyinmelerini sağlayarak özgüvenlerini ve kendi kendilerine yetme duygularını güçlendiriyor. Yumuşak ve nefes alabilen kumaşlar, minimal dikişler ve etiketsiz tasarımlar, hassas cilde sahip veya duyusal hassasiyeti olan kişiler için konforu en üst düzeye çıkarıyor. Tekerlekli sandalye kullananlar için özel olarak tasarlanmış, oturma pozisyonunda rahatlık sağlayan ve baskıyı azaltan giysiler de bu alandaki yenilikler arasında yer alıyor. Ayrıca, 3D baskı ve yapay zeka (YZ) gibi teknolojik yenilikler, kişiye özel adaptif giysilerin oluşturulmasında devrim yaratmaktadır. 3D baskı, benzersiz bireysel ihtiyaçlara mükemmel şekilde uyan bileşenler ve giysiler oluşturmayı sağlarken, YZ, görünüm ve hareket kolaylığı açısından tasarımı optimize etmek için vücut verilerini analiz eder. "Akıllı" tekstil malzemelerindeki yenilikler de vücut sıcaklığını düzenleyebilen ve hayati belirtileri izleyebilen kumaşların geliştirilmesine katkıda bulunarak konforu ve sağlık farkındalığını artırmaktadır.

Küresel adaptif giyim pazarının, yaşlanan nüfusun artması ve engelli birey sayısındaki yükseliş gibi faktörler sayesinde önemli bir büyüme kaydettiği gözlemleniyor. Tahminlere göre, ABD'deki adaptif giyim pazarının 2023 yılına kadar 54,8 milyar dolara ulaşacağı veya 2023'te 4,54 milyar dolar olduğu belirtilmektedir. Dünya genelinde ise, 2026 yılına kadar yaklaşık 400 milyar dolara ulaşması beklenirken, diğer tahminler küresel adaptif giyim pazarının 2022'de yaklaşık 1,259 milyar dolar olduğunu ve 2030'a kadar 2,117 milyar dolara (yıllık bileşik büyüme oranı %6,7) veya 2027'ye kadar 376 milyon dolara (yıllık bileşik büyüme oranı %4,3) yükseleceğini öngörmektedir. Bu büyüme, sektördeki yenilikçiliği ve kapsayıcılığı teşvik ederken, aynı zamanda markalar için de önemli bir iş fırsatı sunuyor. Özellikle Kuzey Amerika, yaşlanan nüfusu ve engellilik hakları ile erişilebilirlik konusundaki yüksek farkındalığı sayesinde adaptif giyim pazarında en büyük paya sahip. Moda endüstrisinin bu kapsayıcı dönüşümü, sadece giysilerin işlevselliğini değil, aynı zamanda bireylerin kendilerini ifade etme biçimlerini de zenginleştiriyor. Herkesin kendi stilini özgürce yaşayabileceği bir gelecek, tasarımcıların ve markaların bu alandaki çabalarıyla giderek daha görünür hale geliyor. Bu, moda dünyasının sadece trendleri takip etmekle kalmayıp, aynı zamanda toplumsal değerleri de şekillendirdiğinin bir göstergesidir.

Kaynaklar

  • GLAMOUR

  • What Inclusive Design Really Looks Like

Bir hata veya yanlışlık buldunuz mu?

Yorumlarınızı en kısa sürede değerlendireceğiz.