Milano Moda Haftası'nda Diesel, Kreatif Direktör Glenn Martens'ın öncülüğünde, geri dönüştürülmüş malzemeler ve ham güzellik temalarını öne çıkaran İlkbahar/Yaz 2026 koleksiyonunu tanıttı. Markanın yeni genel merkezinde düzenlenen defile, atılmış giysilerden oluşan devasa bir yığının ortasında modellerin yürüdüğü etkileyici bir atmosferde gerçekleşti. Bu sunum, Diesel'ın sürdürülebilirlik konusundaki kararlılığını güçlü bir şekilde vurguladı.
Koleksiyon, yenilikçi malzeme işlemeleri ve dinamik silüetlerle "bir üst seviye Diesel" anlayışını yansıtıyor. Martens, dekonstrüksiyon, giyilebilirlik ve cüretkar bir estetik anlayışını ön plana çıkardı. Koleksiyonda, karmaşık kayış detaylarına sahip klasik ceketler ve bitirilmemiş kenarları olan deri etekler gibi dikkat çekici parçalar yer aldı. Tasarımlarda yıpranmış dikişler, yanılsama (trompe l'oeil) baskılar ve yoğun denim-üzerine-denim kullanımı, markanın asi ruhunu yansıtıyordu.
Öne çıkan malzemelerden biri, geri dönüştürülmüş polyesterden üretilen ve lazer teknolojisiyle eskitilmiş bir görünüme kavuşturulan saten denim oldu. Bu kumaş, canlı renklerde biker ceketler ve önlük elbiselerde kullanıldı. Denime uygulanan içten dışa ağartma işlemi, giysinin yapısını ortaya çıkaran bir "röntgen" efekti yarattı. Açık dikişli örgü giysiler ve uzatılmış iç kısımlara sahip katmanlı parçalar, koleksiyona heykelsi bir boyut kattı.
Diesel, bu defileyle moda deneyimini daha geniş kitlelere ulaştırmayı hedefledi. Martens'ın "herkesin ön sırada olabileceği" felsefesini benimseyen marka, 55 parçalık koleksiyonu Milano'nun 18 farklı kültürel ve sosyal mekanına yaydı. Piazza Beccaria'daki merkezi sahne ise canlı performanslarla dolu bir deneyim sundu. Bu yaklaşım, koleksiyonu "halk için Diesel" mottosuyla daha erişilebilir kıldı.
Etkinlik, biletlerin önemli bir kısmının halka açık çekilişlerle dağıtılması ve özellikle öğrencilere öncelik verilmesiyle kapsayıcılığı artırdı. Toplamda 5.000'den fazla katılımcının ağırlandığı bu defile, Diesel'ın sürdürülebilir uygulamalara, yenilikçi tasarıma ve moda dünyasında geniş erişilebilirliğe olan bağlılığının bir göstergesi olarak öne çıktı. Koleksiyonun kendisi, markanın geçmişine bir saygı duruşu niteliğindeyken, aynı zamanda geleceğe yönelik cesur adımlar attığını da gösteriyor.