Güneş'in kuzeydoğu bölgesinde, uzay araçlarından ve yer tabanlı gözlemevlerinden toplanan güncel veriler, muazzam boyutlara ulaşan bir plazma çıkıntısının (protuberans) oluşumunu ve gelişimini gözler önüne sermektedir. Manyetik alanların sıkı kontrolü altında tutulan bu büyük plazma yapısı, sadece istisnai büyüklüğüyle değil, aynı zamanda alışılmadık derecede yüksek kararlılığıyla da bilim insanlarının dikkatini çekmektedir. Bu tür yapılar, Güneş'in aktif bölgelerindeki enerji birikiminin somut göstergeleridir.
Şu anki dinamik gözlemler, çıkıntıyı çevreleyen manyetik tuzağın yavaş yavaş yapısal bozulma süreçlerine girdiğini ortaya koymaktadır. Bu durum, plazmanın yerel olarak kopmaları ve kısmi fırlatmalar şeklinde kendini göstermektedir. Ancak, bu kısmi kayıplara rağmen, maddenin ana kütlesi hala Güneş'in dış atmosferi olan koronasında tutulmaya devam etmektedir.
Uzmanların yaptığı son değerlendirmeler, bu devasa çıkıntıyı yerinde tutan manyetik konfigürasyonun yakın zamanda tamamen istikrarsızlaşma riskinin çok yüksek olduğunu göstermektedir. Tahminler, bu olasılığın %90 seviyelerinde olduğunu ve kilit sürecin önümüzdeki 24 ila 48 saatlik zaman dilimi içinde gerçekleşebileceğini işaret etmektedir. Böyle bir tam istikrarsızlaşma, plazma yapısının Güneş atmosferinden tamamen koparak, uzay hava durumu olaylarının en güçlülerinden biri olan Koronal Kütle Atımı'na (CME) dönüşmesi anlamına gelecektir.
Olası bir kütle atımının uzaydaki seyri ve Dünya üzerindeki potansiyel jeo-etkililiği, tamamen kopmanın gerçekleşeceği ana ve noktaya bağlıdır. Eğer bu fırlatma süreci çok yakın bir zamanda başlarsa, atımın yörüngesi büyük ihtimalle Güneş Sistemi'nin iç gezegenlerini, özellikle de Merkür'ü etkileyecektir. Ancak, eğer plazma yapısı sonraki 3 ila 4 gün boyunca mevcut kararlılığını korumayı başarırsa, Güneş'in kendi ekseni etrafındaki dönüşü, potansiyel olarak oluşacak kütle atımının Dünya'ya doğru yönlenmesine neden olabilir. Bu senaryo, gezegenimizdeki teknolojik sistemler açısından daha yakından izlenmesi gereken bir durumdur.
Çıkıntının gökyüzündeki önemli açısal boyutları sayesinde, amatör astronomlar dahi bu olayı gözlemleme imkanına sahiptir. Dar bantlı Hα filtresi ile donatılmış amatör teleskoplar kullanılarak, bu devasa plazma yapısı Dünya'dan görsel olarak izlenebilmektedir. Bu durum, söz konusu fenomenin ne denli büyük ve belirgin olduğunun bir kanıtıdır.
Bu devasa plazma çıkıntısının evrimini doğru bir şekilde tahmin edebilmek ve heliosferdeki uzay hava durumu üzerindeki olası sonuçlarını değerlendirebilmek için sürekli ve kesintisiz gözlem çalışmaları yürütülmektedir. Araştırmacılar, bu denli büyük ölçekli olayların incelenmesinin, yıldız sistemimizi yöneten karmaşık manyetik ve plazma mekanizmalarını daha derinlemesine kavramamıza olanak sağladığını vurgulamaktadırlar. Onlara göre, Güneş'teki her enerji patlaması, dışarıdan gelen kaçınılmaz ancak dönüştürücü etkilere karşı hem bilimsel istikrarımızı hem de teknolojik hazırlığımızı yeniden gözden geçirme fırsatı sunmaktadır.