Nvidia CEO'su Jensen Huang ve IPB Üniversitesi Teorik Fizik Profesörü Husin Alatas, günümüz teknolojilerinin temelini oluşturan fizik biliminin, özellikle yapay zeka (YZ) çağında artan önemini vurguluyor. Kuantum fiziğinin, akıllı cihazlardaki gelişmiş işlemciler için kritik öneme sahip 10 nanometreden küçük transistörlerin geliştirilmesine olanak tanıdığına dikkat çekiliyor. Bu anlayış, akıllı telefonlardan yapay zekaya kadar modern teknolojilerin yaklaşık %80'ini şekillendiriyor.
Profesör Husin Alatas, fiziğin diğer bilim dallarından ayrılan temel özelliğinin, gözlem, matematiksel analiz ve rasyonellikten daha fazla sezgi ve hayal gücüne dayanması olduğunu belirtiyor. Bu sezgisel ve yaratıcı yaklaşımın, son medeniyeti şekillendiren sayısız teknolojik atılıma yol açtığını ifade eden Alatas, fiziğin mikroskobik parçacıklardan evrenin tamamına kadar geniş bir ölçek yelpazesini kapsadığını ekliyor. Görecelilik Teorisi ve kuantum teorisi gibi, insan duyularının doğrudan gözlemleyemediği alanlarla ilgilenen iki uç örnek, fiziğin sınırlarını zorlayan doğasını gözler önüne seriyor.
Nvidia CEO'su Jensen Huang da YZ çağında fizik anlayışının önemine işaret ediyor. Temmuz 2025'te verdiği bir röportajda Huang, eğer bugün 22 yaşında olsaydı, bilgisayar bilimleri yerine fiziği seçeceğini belirtmişti. Huang'a göre, YZ'nin bir sonraki dalgası sürtünme, eylemsizlik ve nedensellik gibi fiziksel yasaların anlaşılmasını gerektiriyor. Huang, her robotik şirketinin nihayetinde üç bilgisayar inşa etmesi gerekeceğini öngörüyor: biri YZ eğitimi için, biri kenar çıkarım için ve biri de sanal dünyalarda sistem entegrasyonu ve iterasyon için dijital bir ikiz. Bu, YZ'nin sadece yazılımdan ibaret olmadığını, fiziksel dünyayla etkileşim kurabilen sistemler geliştirmeye doğru evrildiğini gösteriyor.
Bu gelişmeler, kuantum fiziği ve fiziksel yasaların derinlemesine anlaşılmasının, özellikle YZ ve robotik alanlarında gelecekteki teknolojik ilerlemelerin anahtarı olduğunu ortaya koyuyor. Kuantum fiziği, parçacıkların davranışlarını ve etkileşimlerini açıklayarak lazerler, fiber optikler ve LED'ler gibi günlük hayatımızda kullandığımız birçok teknolojinin temelini oluşturuyor. İkinci kuantum devrimi olarak adlandırılan ve 20. yüzyılın sonlarından bu yana devam eden süreç, teknolojileri yeni bir seviyeye taşıyor. Bu entegrasyon, daha önce hayal bile edilemeyen karmaşık problemleri çözme potansiyeli taşıyor ve geleceğin teknolojik manzarısını yeniden şekillendiriyor.
Huang'ın vurguladığı gibi, fiziksel dünyayı anlayan YZ sistemleri, robotik alanında devrim yaratma potansiyeline sahip. Bu, YZ'nin sadece verileri işlemekle kalmayıp, aynı zamanda fiziksel yasaları anlayarak gerçek dünyada anlamlı eylemlerde bulunabilmesi anlamına geliyor. Bu durum, teknoloji ve bilim arasındaki bağın ne kadar güçlü olduğunu ve geleceğin inovasyonlarının bu temel bilimlere dayandığını bir kez daha gösteriyor.